Kendimi akıllı sanıyordum, Ama öyle görünüyor ki ikimiz de aynı şeyi düşünmüşüz. | Open Subtitles | ظننت أنني فطِن ، و لكن يبدو أنه و كأننا أنا و أنت لدينا نفس الفكرة |
- Kamera cinayet sırasında kayıttaymış Ama öyle görünüyor ki katilimiz kameradan oldukça utanmış. | Open Subtitles | آلة التصوير كانت تسجل ، بينما جاء القتلة لكن يبدو ان قاتلنا كانَ خجولاً من آلة التصوير |
Doğruyu söylemek gerekirse emin değiliz Ama öyle görünüyor. | Open Subtitles | في الحقيقة, نحن لسنا متأكدان بعد لكن .. يبدو كذلك |
Ama öyle görünüyor ki sizin için yerelin bir değişiklik | Open Subtitles | ولكنه يبدو تغير موضعي بالنسبة لك |
Ama öyle görünüyor ki gerçekten de iyileşmişim. | Open Subtitles | ولكنه يبدو اننى شفيت فعلا |
Literatürde bu yeni bir konu değil Ama öyle görünüyor ki en tutulanlardan biri. | Open Subtitles | ليس هذا موضوعاً جديداً في الأدب. لكنّه يبدو لكي يكون أحد الأشياء المفضلة. |
Ama öyle görünüyor ki, araştırmayla, kansere saldırarak, kanserin nerede olmadığını araştırarak - illa ki bir sebebi var - illa bir sebep var ki bu dokular tümörlere karşı dirençli. | TED | لكن يبدو انه عن طريق التفحّص، عن طريق مهاجمة السرطان، عن طريق البحث، حتما هناك شيء حتماً سنجد شيئا يجعل هذا النسيج منيعاً للسرطان |
Bizim ateş böcekleri hakkında öğreneceğimiz hala çok şey var Ama öyle görünüyor ki birçok hikaye saklı kalacak, çünkü dünyanın her yerinde, ateş böceği sayısı hızla sönmekte. | TED | لا زال لدينا الكثير لنتعلمه حول اليراعات، لكن يبدو أن عديدًا من القصص لن تروى، لأن فئات اليراعات حول العالم آخذة في الإنطفاء. |
Ama öyle görünüyor ki şans yüzümüze bir kez daha güldü. | Open Subtitles | لكن يبدو أن الحظ قد حالفنا من جديد |
Ama öyle görünüyor ki tanrilarin Baska planlari var. | Open Subtitles | لكن يبدو ان الالهة لديها خطة مختلفة |
Essex County Polisi çekti, Ama öyle görünüyor ki federaller devraldı. | Open Subtitles | مقاطعة (إيكسس) فعلت ذلك لكن يبدو أن المباحث الفيدرالية تولت القضية |
Yani, beni ilgilendirmez Ama öyle görünüyor ki ilişkinin patlamasının sebebi senmişsin. | Open Subtitles | كما تعلم، لا علاقة لي بالأمر، لكن يبدو... أنك السبب في انهيار علاقتك. |
Bunu söylemek çok tatsız. Ama öyle görünüyor ki, kas hücresi, sürekli kullanılıyor olmasından dolayı, diğer vücut dokularına göre daha hasara daha hızlı tepki veriyor, bu tamir tepkisini daha ince ayarlıyor ve vücudun bitirmeye çalıştığı süreci gerçekten bitirebiliyor. İnsan vücudunun çok, çok akıllı olduğunu ve vücudun "yapılsın" dediği bir şeye karşı çıkamayacağımızı düşünüyorum. | TED | واكره أن أقول ذلك. لكن يبدو كأن خلية العضل، لكثرة استخدامها، قد تاقلمت بشكل اسرع من باقي انسجة الجسم للاستجابه للضرر، لضبط عملية الترميم والقدره على انهائها بدقّه وهي ما يريد الجسم فعله. اعتقد جازمةً ان جسم الانسان، ذكي جدا جدا، ولا نستطيع ابطال ما يود الجسم عمله. |
İtiraf etmeliyim ki bir daha yürüyemeyeceğinden biraz endişelendim, ...Ama öyle görünüyor ki bunu atlatacaksın. | Open Subtitles | {\pos(195,225)} يجب أن أخبرك, لقد كنت قلقلة أنك لن تستطيع المشي مرة آخرى لكن يبدو أنك ستتعافى من هذا الضرر |
Üzgünüm. Ama öyle görünüyor. | Open Subtitles | أنا آسف لكن يبدو هذا |
Belki Bug'ı kaybetmiş olabilirim Ama öyle görünüyor ki gerçek bir arkadaş kazandım. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،)لعلّي فقدتُ (باغ {\fnAdobe Arabic}لكن يبدو أنّي اكتسبتُ صديقةً مُخلصةً، على ما آمُل. |
Henry, henüz otopsiyi bitiremedi Ama öyle görünüyor ki Dr Marx enfeksiyon nedeniyle ölmüş gibi. | Open Subtitles | هنري لم ينهي تشريح الجثة لكنّه يبدو ان دّكتور ماركس قتل بعدوى |
...Ama öyle görünüyor ki, bu vücudundaki tek yara. | Open Subtitles | لكنّه يبدو إنّه الوحيد على جسمه |