Sıkıyorsan kendin pişir dedim ama ısrar etti. | Open Subtitles | زبائن لعينين. لقد أخبرتها أن تطبخها بمؤخرتها وثم تذهب لتضاجع نفسها لكنها أصرت. |
Bayan Bryant'ın seninle aynı odada olmasını istememiştim, ama ısrar etti. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أدع السيدة "براينت" تكون في نفس الغرفة معكِ، لكنها أصرت |
- Elimden geleni yaptım, ama ısrar etti. | Open Subtitles | -لقد فعلت ما بوسعى لكنها أصرت |
Ben karşı çıktım ama ısrar etti. | Open Subtitles | أنا شخصياً ضده، ولكنها أصرت |
Bu en sevdiği kolyesiydi, o yüzden alamayacağımı söyledim ama ısrar etti. | Open Subtitles | كانت هذه قلادتها المفضّلة لذا أخبرتها أنه لايمكنني أخذها ولكنها أصرّت |
Jonathan'a yemekte sizi rahatsız etmek istemediğimi söyledim, ama ısrar etti. | Open Subtitles | لقد أخبرت جوناثان أنني لا أريد إزعاجكم على الغداء لكنه أصر |
Sen karşı çıkmaya çalıştın, ama ısrar etti. | Open Subtitles | وقد حاولتَ مجادلتها ولكنها أصرّت على ذلك |
- Ben de öyle dedim ama ısrar etti. | Open Subtitles | هذا بالواقع اللذي قلته لكنه أصر |