- John, bak hiçbir zaman inancının çok olmadığını biliyorum, hiçbir zaman bunun için bir sebebin olmadı ama bu demek değil ki sana inanmıyoruz. | Open Subtitles | انا اعلم ان ليس عندك ايمان كافي و لكن هذا لا يعني اننا لا يجب ان نؤمن |
Belki küçük bir parça ama bu demek değil ki... | Open Subtitles | ... حسناً، ربما جزءٌ صغير، و لكن هذا لا يعني |
ama bu demek değil ki elimden geleni yapıp manyak olmaya çalışmayacağım. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنني لم أبذل ما بوسعي و أحاول أن أنجح في هذا مدهش |
ama bu demek değil ki seni unutuyum. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنني توقفت عن الإهتمام بك |
Polislik görevini yapıyorum ama bu demek değil ki ormana geri dönüp maymun pisliğini temizleyeceğim. | Open Subtitles | ...أنا أقوم بالعمل البوليسي ، لكن هذا لا يعني أن أعود للغابة ! لتنظيف براز القردة |
ama bu demek değil ki otomatik olarak, tekrar sana güveniyoruz, Rebecca. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أننا استرجعنا ثقتنا (بكِ، (ريبيكا |
Ben de Wade'e kızgın olmanın, seni iyi hissettirmesine sevindim, ama bu demek değil ki herkes kurbağa. | Open Subtitles | وأنا في غاية السعادة أن غضبكِ علي (ويد حَسن من شعوركِ لكن هذا لا يعني أن جميع الرِجال ضفادع |
Castle, spor sunucusu Chip'den on iki cevapsız çağrım var çünkü beni boşta sanıyor ama bu demek değil ki bunu kanıtlamak için altında mayosuyla benim üzerime çıkmasına izin vereceğim. | Open Subtitles | (كاسل)، لديّ اثنا عشر اتّصال هاتفي لمْ يتم الرد عليه من قبل (شيب) المُذيع الرياضي لأنّه يعتقد أنّي عازبة، لكن هذا لا يعني أنّي سأجعله يضمّني بأحضانه لإثبات ذلك فحسب. |