Bazı kötü tercihler yapmış olabilir Ama bu onu kötü bir insan yapmaz. | Open Subtitles | تعلمين أن قام ببعض الأمور السيئة لكن ذلك لا يجعل منه شخصاً سيئاً |
Dinle... babanla sorunlarımız vardı... Ama bu onu sevmediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | أسمعى أعرِف ذلك فأبيكى وأنا كان عندنا اختلافاتنا لكن ذلك لا يعنى أنني لا أحبه |
Evet, son zamanlarda pek kendinde değil, Ama bu onu mahkûm etmeliyiz anlamına da gelmiyor. | Open Subtitles | نعم, أعلم لم يكن على طبيعته مؤخرا ولكن هذا لا يعني أن ندينه |
Ama bu onu benim tanıdığımdan daha fazla tanıdığınız anlamına gelmiyor.. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني أنكم تعرفون عنه أكثر مني |
Ama bu onu avutmaya yetmedi. Harekete geçmeli, bir şeyler yapmalıydım. | Open Subtitles | ولكن هذا لم يواسيه كان على أن أتصرف.كان على فعل شىء |
Elviste bir artistti Ama bu onu savaş zamanı orduya katılmasını engellememişti. | Open Subtitles | الفيس كان فنانا ولكن هذا لم يمنعة من المشاركة فى الحرب |
Evet Ama bu onu daha çok kızdırdı. Sonra bana yumruk sallamaya başladı. | Open Subtitles | أجل، لكن ذلك جعله أكثر جنوناً، ثم بدأ بتوجيه لكمات إليّ. |
Ruhundan beslenebilir Ama bu onu bir tanrı yapmaz. | Open Subtitles | سوف يتغذى على روحك لكن ذلك لا يجعله إلهاً |
Ama bu onu bulmamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يغير من حقيقة اننا ما نزال بحاجة لنجده |
Demem o ki o sopayı sallamamış olabilirsiniz ama bu, onu öldürmediğiniz anlamına gelmez. | Open Subtitles | لذا من حيث أقف الآن، قد لا تكون ضربت بذلك المضرب، لكن ذلك لا يعني أنّك لمْ تقتله. |
Ama bu, onu çalamayacağı anlamına gelmiyordu. | Open Subtitles | لكن ذلك لا يعني أنه لا . يستطيع أن يسرقه لها |
Evet, tripodu kullandım Ama bu onu benim öldürdüğümü kanıtlamaz. | Open Subtitles | أقصد، أجل، استخدمتُ حاملاً ثُلاثيّاً، لكن ذلك لا يُثبت أنّي قتلتُه. |
Bak, sınıfımda motor sürmesi aptalca ve dikkatsizdi, Ama bu onu bir katil yapmaz. | Open Subtitles | انظرى ، قيادة دراجة نارية لداخل حجرة فصل دراسى كان أمراً غبياً ومُدمراً ، ولكن هذا لا يجعل منه قاتلاً |
Yorgun olabileceğini biliyorum Ama bu onu daha az etkileyici yapmaz. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه يمكن أن يجدث ولكن هذا لا يجعله أقل إثارة للإعجاب |
Ama bu onu şeytan yapmaz, Kevin. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يجعلها شريرة يا كيفين |
Öleceğini biliyordu Ama bu onu yolundan çevirmedi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنها كانت تحتضر ولكن هذا لم يدفعها بعيداً عن طريقها |
Ama bu onu eğlenmekten alıkoymadı. | Open Subtitles | ولكن هذا لم يمنعها من الأستمتاع بحياتها |
Onu bıçakladım Ama bu onu durdurmadı. | Open Subtitles | طَعنتها، ولكن هذا لم يُوقفها. |
Ama bu onu mutlu etmişti. | Open Subtitles | لكن ذلك جعله سعيدا |
Ama bu onu daha da çekici yapıyordu, | Open Subtitles | ذلك جعله أكثر جاذبية |
Anlıyorum Ama bu onu daha değerli yapmıyor. | Open Subtitles | إنني أتفهم هذا، ولكن ذلك لا يجعله أكثر قيمة بالنسبة لي. |
Ama bu onu iyi bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | ولقد قلت لتوّك بأنّه لايمكننا فعل شئ حيال ذلك ولكن ذلك لا يجعله شيئاً طيّباً |