Ama elbette, o noel de diğerleri gibi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. | Open Subtitles | و لكن بالطبع كان الرجل العجوز سبب خيبة أملي كالعادة في الكريسماس |
Ama elbette, elimden merak etmekten başka bir şey gelmiyordu. | Open Subtitles | لكن بالطبع لا يمكنني أن أساعد في ذلك سوى أن أتسأل |
Ama elbette Flaman ve çok iyi resmedilmis. | Open Subtitles | هو غريب جدا , أنت صح لكن بالطبع هو فلمنكي |
İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını düşünmeye başladım, Ama elbette ki onu duyamamıştım, çünkü sağa sola çok koşturuyordum. | TED | ولقد بدأت أعتقد أن شيئا في داخلي كان بحاجةٍ حقيقيّه للسكينه، ولكن بالطبع لم أستطع أن أسمع لأني كنت اركض كثيراً. |
Şey, bunun için ağlamanın manası yok, Ama elbette ki bu doğru. | Open Subtitles | حسناً,لافائد من البكاء على هذا, ولكن بالتأكيد هذا صحيح. |
Ama elbette ki efendim, en azından kurtarmayı denememe müsade etmelisiniz. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد, سيدي, ستسمح لي على الأقل بالمحاولة لإنقاذه. |
Ama elbette, bu tam olarak uygulanabilir değil. | Open Subtitles | لكن بطبيعة الحال ، فإنه ليس عملياً تماماً |
Açıkçası, bunu size ben söyleyemem Ama elbette, eşiniz dışarı çıktığında bunu ona sormakta özgürsünüz. | Open Subtitles | حسناً، أنا لا أستطيع حقاً مناقشة ذلك لكن بالطبع عندما تخرج زوجتك لك الحرية في أن تسألها |
Ama elbette entelektüeller ve sanatçılara verdiği partisine beni davet etmez. | Open Subtitles | لكن بالطبع لا تقوم بدعوتي لحفلتها التي تمتليء بالأكادميين و و الفنانين. |
Ama elbette sen de muhtaç olanlara ganimet veren şu asillerden olmalısın. | Open Subtitles | لكن بالطبع لابد أنك واحد من أولئك الرجال النبلاء الذين يعطون غنيمتهم للمحتاجين |
Öyle düşündük Ama elbette, senin de çocukların olabilir. | Open Subtitles | أعني، أننا قلنا هذا، لكن بالطبع يمكنك أن.. تنجب أطفالاً. كل شيء ممكن هذه الأيام. |
Evet, sanırım 5 yaşımdaydım Ama elbette hatırlıyorum. | Open Subtitles | أجل ، أظن أنني كنت بالخامسة ، و لكن بالطبع أتذكر |
Ama elbette en içten teşekkürüm, en sıcak teşekkürüm en iyi arkadaşım olan kişiye aşkıma ve artık, bunu söylemekten onur duyuyorum, karıma. | Open Subtitles | و لكن بالطبع شكري الخالص، شكري العميق هو لأنسانة كانت صديقتي العزيزة |
Ama elbette, siz bu günlerde en düşüğünden en yükseğine kadar tüm topluluklara rahatça giriyorsunuz. | Open Subtitles | لكن بالطبع , هذه الأيام إنسللتِ بسهولة داخل المجتمع كله من أدناه لأعلاه |
Seni kaybetmek istemem Ama elbette destek olurum. | Open Subtitles | حَسناً... أَكْرهُلفَقْدك، لكن بالطبع أنا سَأَدْعمُك. |
Ama elbette, sizin kendi istihbarat kaynaklarınız var. | Open Subtitles | لكن بالطبع لديك مصدر معلوماتك الخاص |
Ama, elbette asıl güçlük hala duruyor. | Open Subtitles | لكن بالطبع يبقى التحدي الحقيقي |
Tabii ki romantik aşk üretme süreci ile ilgili çok şüpheciydim, Ama elbette merakımı çekmişti. | TED | اذن كان لدي بالطبع بعض الشكوك حول هذه العملية أي مجرد تصنيع الحب الرومانسي، ولكن بالطبع كنت مفتونة. |
Ama elbette, işimi yapmanın zihnini dağıttığını söylemen çok güzel. | Open Subtitles | ولكن بالطبع. من الرائع أن أن تجدِ القيام بوظيفتي مشتت جداً |
Ama elbette, sonunda ne satın aldıklarını fark etmelerinden önce gittim. | Open Subtitles | ولكن بالتأكيد, وقد ذهبت قبل أن يدركوا أخيرا... ما الذي اشتروه. |
Ama elbette onlardan biri olamazsın çünkü varlığı olmayanın toplumu da olmaz. | Open Subtitles | و لكن بالتأكيد لا يمكنك أن تكون منهم لا يمكنك أن تكون أحد الموتى لأن اللذي ليس له وجود لا يمكن أن يكون جزءاً من مجتمع |
Yerin altında gidersen daha hızlı olur Ama elbette daha az güvenli olur. | Open Subtitles | تحت الأرض سيكون أسرع، لكن بطبيعة الحال أقل أمناً. |