Mübalağamı mazur görün beyler ama her şey beni tam bu ana getirdi. | Open Subtitles | سامحاني على المبالغة يا سادة لكن كل شيء كان يقودني لتلك اللحظة بالضبط |
Bazı kimlik tespit sorunları ortaya çıktı ama her şey planlandığı gibi ilerliyor. | Open Subtitles | كان هنالك مشكلة تعرف على الجثث لكن كل شيء يسير كما خطط له |
Şu an kafan karışık olmalı ama her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | أعلم أنك حائرة الآن لكن كل شيء سيكون على ما يرام |
I sormak bana düşmez, ama her şey yolunda olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أنا أعلم أنه ليس مكاني لنسأل، ولكن كل شيء على ما يرام؟ |
Genel bir kriz var ama her şey yolunda diyorsunuz... | Open Subtitles | أنت تقول بأنّ هناك أزمة عامة ولكن كل شيء على ما يرام |
Tamam ama her şey yolunda, yani durumu iyi, değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ، أجل، لكن كل شئ سيكون على ما يرام، أهو بخير؟ |
Hiçbir şeye nazar değdirmek istemiyorum, ama her şey yolunda görünüyor. | Open Subtitles | ,أنا لا أريد أن انحس أي شيء لكن الأمور تبدو جيدة |
Dışardan kaos gibi görünüyor ama her şey mükemmelce organize edilmiş. | TED | من الخارج يبدو المنظر فوضويًا، لكن كل شيء منظم جدًا. |
Seni beklettim ama her şey yolunda. | Open Subtitles | كان لا بد أن تنتظرين لكن كل شيء الان اصبح بخير |
Oh pislik! Biliyorum acıtıyor bebeğim, ama her şey yoluna girecek. Şimdi beş dakikada şerifi bulur ve getiririm- | Open Subtitles | أعلم أن هذا مؤلم لكن كل شيء سيكون على مايرام |
Ve bunu sana söylemenin bir yolunu arıyordum ama her şey öyle... | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إيجاد طريقة لإخبارك ، لكن .... كل شيء يبدو |
Unutma, teoriler iyidir hoştur ama her şey ipucuna bakar. | Open Subtitles | حسناً , فقط تذكر النظريات رائعة لكن كل شيء يعود إلى الأدلة |
- Lt konularda hızlandırmak olacaktır. - ama her şey hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. | Open Subtitles | سوف تعجل الأمور لكن كل شيء يجب أن يحدث بسرعة |
Kulağa çok beyaz ışıklıvari gelecek ama her şey olması gereken zamanda olur. | Open Subtitles | إنَّ سؤالكِ لا يبدو للمُضيئين، ولكن كل شيء يحدث في أوانه |
Şey, baban büyük bir hata yaptı, ve çok çok aptalca bir halt ettim, ama her şey yolunda artık. | Open Subtitles | حسناً، ارتكب والدك غلطة كبيرة فعلت شيء غبي جداً ولكن كل شيء على ما يرام الآن |
- Burna isabet etti ama her şey yolunda. | Open Subtitles | .لقد كان خلفى بالمؤخرة ولكن كل شيء بأمان |
ama her şey yolunda. Henry ile yemeğe gideceğiz. | Open Subtitles | كان هناك تغيير في الخطه ولكن كل شيء على ما يرام اليوم |
Keşke daha fazla vaktim olsaydı ama her şey karavanımda. | Open Subtitles | وآمل لو كان لديّ وقت إضافي ولكن كل شيء في المقطورة.. |
Biraz garip hissettim, ama her şey yerli yerinde görünüyor. | Open Subtitles | كان الأمر غريبا نوعا ما لكن كل شئ على ما يرم |
ama her şey göründüğü gibi olmuyor, değil mi? | Open Subtitles | لكن الأمور ليست كما تبدوا عليه أليس كذلك ؟ |
- Öyle ama. Yaptığı hiçbir şey yok, ama her şey onun için yanlış. | Open Subtitles | هذا صحيح , هو لا يفعل شئ ولكن كل شئ خاطئ |
Bunu, aslında, daha önce söylerdim ama, her şey çok ani oldu. | Open Subtitles | كُنت أود إخبارك بهذا سابقًا، لكن الأمر حدث فجأة |
Ufak tefek anlaşmazlıklar vardı ama her şey yolunda şimdi. | Open Subtitles | كانت هناك بضعة عقبات فيالطريق.. ولكن الأمور على ما يرام الآن |
ama her şey düzelecek çünkü annen yanında. | Open Subtitles | ولكن سيكون كل شيء بخير لان أمكِ هنا |
Sadece nasıl yapacağımı bilmiyordum. Aslında bir kere sana söyledim ama her şey kontrolden çıktı. | Open Subtitles | بل أخبرتك بالفعل مرّة، لكنّ كل شيء خرج عن السّيطرة |
Dürüst olmak istiyorum ama her şey çok hızlı gelişti. | Open Subtitles | أنا wanna يكون صادق، لكن كلّ شيء حدث بهذه السرعة. |