Ama mesele şu ve gerçekten bundan kurtulmanın bir yolu yok. | Open Subtitles | لكن إليك الأمر... ولا مفر من تفادي هذا |
Ama mesele şu. | Open Subtitles | لكن إليك الأمر. |
Ama mesele şu. | Open Subtitles | لكن إليك الأمر |
Belki hiç melek olmadım, Ama mesele şu ki... | Open Subtitles | ... ربما لم أكن قدّيساً أبدأً ... ولكن القصد هو |
Bunun ne anlama geldiğinden emin değilim Ama mesele şu şimdi tek yapmamız gereken bunun üzerine eğlenceli bir şeyler eklemek bardan bara dolaşmak, arabayla seyahat gibi hatta sabahın 3'ünde kek yemek. | Open Subtitles | لا أعرف معني هذا ولكن القصد هو ، أنه الآن كل ما علينا فعله هو أن نزيد الأمور الممتعة كما تعلمين ، التسكع في الحانات ، والرحلات البرية ، وأكل الفطائر قي الثالثة صباحاً |
Evet, onu anlayabiliyorum Ama mesele şu ki bunu birçok kaynaktan aldık. | Open Subtitles | نعم, أرى ذلك لكن الأمر هو لقد حصلنا عليه من مصادر عدة |
"Evet, olur, Ama mesele şu ki... | Open Subtitles | فقلت أجل لكن الأمر هو |