O zaman, hep yapmasını istediğim ama ona hiç söylemediğim şeyler neler? | Open Subtitles | إذن ما هي الأمور التي أردته أن يفعلها، لكنني لم أقلها أبداً؟ |
Boşandığınızı biliyorum ama ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum | Open Subtitles | أعرف أنكما مطلقان، لكنني لم أعرف ماذا أقول لها |
ama ona artık durulduğumu söyle. | Open Subtitles | لكني لا أريد شيئا من أحد. أخبره اننى قلت ذلك. |
ama ona Korece bir isim vermediğim için senin bir tane koymanı istemiştim. | Open Subtitles | لكني لم أطلق عليه إسم كوري، رغبت منك أن تفكر فى إسم له. |
ama ona endişelenmemesini söyle. Bu, sakin küçük bir yemek, sadece ikimiz. | Open Subtitles | لكن أخبريها ألا تقلق، ستكون مجرد وجبة خفيفة كلانا فقط |
ama ona açıklaması için hiç fırsat vermedin. Sadece evden kaçtın. | Open Subtitles | لكنكِ لم تعطيها فرصة للتقدم |
ama ona korna çalarsan çıkarım diye ben söyledim. Öyle anlaştık. | Open Subtitles | لكني أخبرته بأن يزمر وأنا سألتقي به هناك لقد أتفقنا |
Bu tasavvurun yalnız bir insan için tehlikeli olduğunun farkındaydım ama ona karşı savaşacak takati kendimde bulamıyordum. | Open Subtitles | عرفت بأن التفكير بهذه الطريقة هو أمر خطير بالنسبة لكائن بشري لكنني لم أجد القوة اللازمة لكي أكافح ذلك |
Theresa Fisher'ı sigarayla yakalayışım, ama ona uzaklaştırma aldırabilecekken bunu yapmayışım gibi. | Open Subtitles | مثل . عندما أكتشفت بأن تيريسا فيشر تدخن و كان بأمكاني التسبب بفصلها لكنني لم أفعل |
Sadece bu şekilde ortaya çıktıklarını ama ona inanmadım. | Open Subtitles | انهم فقط جحظ بهذه الطريقة لكنني لم أصدقه |
ama ona ne alacağımı bilmiyorum. 88'e girecek. | Open Subtitles | لكني لا أعلم ما الذي سأجلبه لها أنها ستكمل عامها 88 |
ama ona hak etmediği bir hediye vermek istemiyorum. | Open Subtitles | ـ لكني لا أريد إعطاء ذلك الرجل هديةٌ لا يستحقها |
ama ona olan hislerimi kontrol edemiyorum. | Open Subtitles | لكني لا استطيع السيطرة بما اشعر من ناحيتها |
Ona göz kulak olacağıma söz verdim ama ona bakmıyordum. | Open Subtitles | تعلمين وعدت نفسي ان اعتني به لكني لم اكن اراقبه |
Dışarı çıktığımızı biliyor, ama ona bir şey söylemedim. | Open Subtitles | ، لقد عَرِفت أننا كنا بالخارج لكني لم أخبرها بشيء اصعد إلى أعلى فحسب |
Onun tek akrabasıydım ama ona sahip çıkamadım. | Open Subtitles | لقد كنت قريبها الوحيد لكني لم أقدر علي تولي رعايتها |
ama ona önemli bir şey söylemek için geldiğimi ilet. | Open Subtitles | لكن أخبريها اني اتيت لاخبرها بشيء مهم |
- ama ona inanmıyorsun. | Open Subtitles | لكنكِ لم تصدقي كلامه ؟ |
Oğlum çok üzüldü tabii ama ona annesinin uzun bir seyahate çıktığını ve daha sonra onu görebileceğini söyledim. | Open Subtitles | الفتى كان غاضباً بالطبع لكني أخبرته بأن أمه ذهبت في رحلة طويلة وأنه سيراها لاحقاً |
Konuşturmak, eşyalarını aramak için onu tutuklattırmam gerekti ...ama ona asla zarar gelmesine izin vermem ...ona karşı olan hislerinin büyüklüğünü biliyorum. | Open Subtitles | الطبيبة النفسية النادلة. تحتّم أن أجعلها تُعتقَل لأفتّش مقتنياتها، وطبعًا ما كنت لأسمح بأن يمسّها أذى فإنّي أعلم بإنجاذبك العظيم نحوها. |
Heyecan önünde ama ona ulaşamıyorsun. | Open Subtitles | أن الاثاره أمامك فعلا ولكن لا يمكنك الحصول عليها |
ama ona, ortağımın daha önce Sark'la çalıştığını ve onu tanıdığını söyledim. | Open Subtitles | ولكنني أخبرته أن شريكي قد عمل معه من قبل ويمكنه تمييزه بصرياً |
Benimle ailesini görmesi hakkında konuştu ama ona bunun kriz bitene kadar bekleyebileceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد تحدثت معي عن رؤية والديها ولكني اخبرتها ان هذا يستطيع الإنتظار حتى تنتهي الأزمه |
ama ona bak uyuyakaldı. | Open Subtitles | تخلد هي للنوم |