Peter, nasıl desem bilmiyorum ama sanki kafamda başka biri daha var. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أفسّر هذا، لكن يبدو أنّ شخصاً آخر في رأسي. |
Bana mı öyle geliyor bilemiyorum ama sanki biraz kilo aldı. | Open Subtitles | لا أدرى إن كان من تخيلى و لكن يبدو أنه قد زاد وزنه قليلاً |
ama sanki daha önce karşılaşmışım gibi. | Open Subtitles | ولكن يبدو الأمر كما لو إلتقيت بها من قبل |
İyi niyetli olduğunu biliyorum, ama sanki sana güvenmemeliymişim gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك تنوي خيراً، لكنني أشعر أنني لا أستطيع الثقة بك. |
-Hawaii'de olduğumu biliyorum, ama sanki lanet bir hapishanede gibiyim. | Open Subtitles | أعلم أننا في هاواي ولكن أشعر بأني في سجنٍ لعين |
Öyle de olabilir ama sanki bu dünyada bana söylemediği ve yarım kalan bir işi varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | قد يكون هذا جزئا ً من السبب لكن أشعر بأن هناك بعض الأعمال الغير منتهية والتي لا تخبرني بها |
Belki de hayal ediyorum ama sanki yalnız değiliz gibi. | Open Subtitles | قد يكون هذا من تخيلي.. لكني.. أشعر كأننا لسنا بمفردنا.. |
ama sanki doğuya gidiyormuşuz gibi. | Open Subtitles | الجادة التاسعة هي اقرب طريق جنوبا لكن يبدو اننا نتجه شرقا |
Her şey charles olom adına, ama sanki sahte bir isim. | Open Subtitles | كل السر مع شارلز, لكن يبدو انه اسم مستعار |
Anlıyorum. ama sanki olayları biraz abartıyorsun gibi. | Open Subtitles | فهمت ذلك لكن يبدو أنّك تضخم الأمور كثيراً |
Ama, sanki bu tableti işleyen kişinin benim çalışmalarımdan haberi varmış gibi. | Open Subtitles | لكن يبدو وكأن الشخص الذي كتب هذا القرص عرف عن بحثي |
Polisler şaşkın, ama sanki üzerinden bir şey geçmiş gibi. | Open Subtitles | , و الشرطة عاجزة و لكن يبدو أن هناك شئ مشى فوقه |
Bebek yok ama sanki Carol balon şişiriyor orada. | Open Subtitles | لا يوجد طفل هنا ولكن يبدو أن كارول تنفخ فقاعة |
Kaba bir ibne gibi görünmek istemem ama sanki beni dinlemiyorsun gibi geldi. | Open Subtitles | لا أقصد أن أكون وقح ولكن يبدو لى أنكى لا تستمعين الى |
Adam 60 yaşındaymış ama sanki hayatı 30 yaşındayken başlamış gibi. | Open Subtitles | لقد كان الرجل في الستين ولكن يبدو وكأن حياته بدأت عندما كان في الثلاثين |
Aradan uzun zamanın geçtiğini biliyorum ama sanki tüm olanlar dünmüş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | يبدو ذلك منذ زمن بعيد لكنني أشعر بأنه حدث البارحة |
Bodoslama dalmak istemem ama sanki seni yıllardır tanıyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون مندفعا ولكن أشعر بأنني أعرفك منذ سنوات |
ama sanki artık düzenli bir hayat kurmanın sırası geldi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن أشعر بأنّه حان دوري للقيام بما هو طبيعيّ. |
Sadece 12 hafta olmuştu ama sanki tüm hayatım boyunca birlikte olduğum birini kaybetmiş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لقد كان مجرد إثنا عشر أسبوعاً لكني أشعر بأني فقدت شخصاً دام معي طوال حياتي |
ama sanki, cenaze bittiğinde gerçekten gitmiş olacak, biliyor musun? | Open Subtitles | لكنه مثل, عندما تنتهي الجنازة فهو حقاً ذهب , تعلمين ؟ |
50 yaşlarında falan, ama sanki diez años (on yıl) genç. | Open Subtitles | عمرها 50 عاماً لكنها تبدو أصغر ب 10 سنوات على الأقل |
Bana, babana, her şeye kızgın, ama sanki sana kızgınmış gibi geliyor. | Open Subtitles | هى غاضبة منى ومن أبيك وكل شئ ولكنك تشعر أنها غاضبة منك أنت |
Efendim, affersiniz ama sanki benden sizin için casusluk yapmamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | سيدي، سامحني.. ولكن هذا يبدو كأنك تطلب مني التجسس عليها لأجلك |
Sadece bir hafta uzaklaştırıldım ama sanki sonsuza dek gibi. | Open Subtitles | لقد كنت موقوفة لأسبوع ولكنني أشعر وكانه وقت اطول بكثير |
ama sanki bu ismin karıştığı olay cinayetle sonlanıyordu. | Open Subtitles | لكنني شعرت بأنه كان شيئا بهذه الطريقة... ..قتل. |
Mantık dışı ama sanki bir yerlerde bir parçam beni bırakmıyor. | Open Subtitles | أنه يتحدى المنطق , لكنه كما يكون جزء مني في مكان آخر و لا يريد الأفلات |
Saat henüz üçe çeyrek vardı, ama sanki daha geç gibiydi. | Open Subtitles | كانت الساعة الثالثة إلا ربع لكن بدا الوقت وكأنه متأخر |