Ama tüm bunlar onu gördüğümde hissettiğimle karşılaştırılamaz. | Open Subtitles | لكن كل هذا كان لاشيئ بالمقارنة بما شعرت به عندما رأيته |
Ama tüm bunlar bizi başka birine daha bağlıyor. Sevdiğim birine. Bana ihtiyacı olan birine. | Open Subtitles | لكن كل هذا يربطنا بشخص ما، شخص أحبّه، شخص يحتاجني. |
Ama tüm bunlar evlilik olmadan da olabilir. | Open Subtitles | لكن كلّ هذا يمكن أن يحدث حتى بدون زواج، صحيح؟ |
Tamam, üzgünüm. Ama tüm bunlar kötüye işaret. | Open Subtitles | حسنٌ، آسف، لكن كلّ هذا يبيّن عدم صواب الفكرة. |
- Ama tüm bunlar bilinmeyen bir numaradan. - Bilinmeyen numara, Rachel. | Open Subtitles | لكن كله من رقم مجهول مجهول يعني ريتشل- |
- Ama tüm bunlar bilinmeyen bir numaradan. - Bilinmeyen numara, Rachel. | Open Subtitles | لكن كله من رقم مجهول مجهول يعني ريتشل- |
Hata veya kasıtlı olup olmadığını bilmiyorum Ama tüm bunlar evlenemediği için oldu. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان هذا خطأ أم عن قصد ولكن كل هذا حدث لأنه لم يستطع أن يفعل ذلك فيما سبق |
Ama tüm bunlar bedenimi kullanmanın sadece daha sofistike bir yoluydu - daha fazla kopukluk, çevreyolunda bir sebze bahçesi ekmek gibi. | TED | ولكن كل هذا كان فقط مزيدا من الطرق الراقية لمعالجة جسدي -- إنفصال أبعد مثل زراعة الخضار في الميادين المحاذية للطريق السريع |
Dünya'nın en iyi babası değilim belki Ama tüm bunlar gözlerimi açtı. Oğlumu seviyorum. | Open Subtitles | لكن كل هذا فتح عيناي أنا أحب ابني |
Ama tüm bunlar çok hızlı gelişti. | Open Subtitles | لكن كل هذا حصل بسرعة كبيرة لست جاهزة |
Ama tüm bunlar bu diktatöre yetmedi. | Open Subtitles | لكن كل هذا لم يكن كافياً لهذا الدكتاتور .... |
Ama tüm bunlar batıl inanç. | Open Subtitles | و لكن كل هذا خرافة. |
Ama tüm bunlar benim için hiç fark etmez. | Open Subtitles | لكن كلّ هذا لا يمثل لي شئ |
Ama tüm bunlar, bu aç gözlü yozlaşma... | Open Subtitles | ولكن كل هذا الفساد |
Ama tüm bunlar... | Open Subtitles | ولكن كل هذا.. |