Evet, ama yakın, değil mi? | Open Subtitles | نعم ، و لكنه قريب ، أليس كذلك ؟ |
Birebir aynısı değil ama yakın sayılır. | Open Subtitles | ليس طابقا تماما. لكنه قريب كفاية. |
Evet. Değil ama yakın. | Open Subtitles | ليس كل شيء لكنه قريب |
-Evet, gerçekten. Sizin kalitenizde değilim ama yakın sayılırım. | Open Subtitles | لست في مستواك ولكني أقترب |
-Evet, gerçekten. Sizin kalitenizde değilim ama yakın sayılırım. | Open Subtitles | لست في مستواك ولكني أقترب |
ama yakın zamanda babası yani Arvin Sloane'un da onu aradığını öğrendik. | Open Subtitles | ولكن مؤخراً عرفنا أن والدها ( أرفين سلون ) كان يبحث عنها أيضاً |
Evet, ama yakın ona. | Open Subtitles | لا, و لكنه قريب من أن يكون |
Bilmiyorum ama yakın. | Open Subtitles | لا أعلم، و لكنه قريب |
ama yakın zamanda Moskova'ya giriş yapan uluslararası gruplar olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | ولكن مؤخراً عرفت أنه يوجد عدد من الحفلات الدولية تحدث فى (موسكو) |
Şey ben bu travmatik bir şey miydi bilemiyorum ama yakın geçmişte Carla Castillo soruşturmasından alındı. | Open Subtitles | أعني, لقد كانت... لا أعرف إذا كانت صدمة أو لا ولكن مؤخراً كانت تعمل على قضية (كارلا كاستيلو) |