Böylece, Amerika gibi bir ülke, market raflarında ve restoranlarında Amerikalı insanları beslemek için normalde olması gerekenden iki kat fazla gıdaya sahip. | TED | فدولة مثل أمريكا لديها كمية طعام على رفوف متاجرها وفي مطاعمها تبلغ ضعفيّ ما هو مطلوب بالفعل لإطعام الشعب الأمريكي. |
Amerika gibi bir ülke ihtiyacının 4 katı yiyeceğe sahiptir. Amerika gibi bir ülke ihtiyacının 4 katı yiyeceğe sahiptir. | TED | دولة مثل أمريكا تملك أربعة أضعاف كمية الطعام الذي تحتاجه. |
Ve insanları neyin mutlu ettiğini sadece tahmin etmiyorlar, Latin Amerika gibi yerlere gidip orada mutluluğun aile yaşantısıyla ilişkili olduğunu görüyorlar. | TED | إنهم لا يقومون فقط بتخمين ما يجعل الناس سعداء، بل يذهبون لأماكن مثل أمريكا اللاتينية، ويدركون أن السعادة هناك متعلقة بالحياة الأسرية. |
Fakat Amerika gibi dünyanın eğitimin yaygın olduğu bazı bölgelerinde bile ona erişim kolay olmayabilir. | TED | لكن حتى في أماكن مثل الولايات المتحدة حيث يتوفر التعليم، ربما لا يكون في المتناول |
Bu teknolojiyi, Amazon gibi uzak ve Birleşik Devletler ve Orta Amerika gibi çok uzak olmayan yerleri keşfetmek ve ilk karbon coğrafyalarını yüksek çözünürlükte çıkarmak için kullanıyoruz. | TED | استخدمنا هذه التقنية لكي نستكشف ونستطيع إيجاد المناطق الفعلية التي تحتوي على الكربون ولأول مرة بجودة عالية في أماكن بعيدة مثل حوض الأمازون وأماكن ليست ببعيدة مثل الولايات المتحدة وأمريكا الوسطى. |
Kuzey Amerika gibi daha pahalı yerlerde var. | TED | هم أغلى في أماكن مثل أمريكا الشمالية. |
Tıpkı Amerika gibi, ücretsiz sağlık sigortası olan bir yer. | Open Subtitles | إنها مثل "أمريكا"، لكن بتأمين صحي مجّاني. |
Chai Jing'in dediği gibi hepimiz aynı kubbenin altında yaşıyoruz ve Çin'de meydana gelen hava kirliliği sınırların ötesine geçerek Kuzey Amerika gibi uzaktaki nüfusları bile etkileyebilir. | TED | وباقتباس الجملة من (تشاي جينغ) نحن جميعًا تحت نفس القبة، وتلوث الهواء الذي يحدث في الصين يمكنه الانتقال عبر حدودها ويؤثر على سكان مكان بعيد مثل أمريكا الشمالية. |
Bu sahte ve işlemsel, tıpkı Amerika gibi. | Open Subtitles | أنها مزيفة ومتقدمة, مثل (أمريكا). |
Gerçek Amerika gibi. | Open Subtitles | انهــا مثل أمريكا الحقيقية... |
Tıpkı Amerika gibi. | Open Subtitles | مثل أمريكا. أحب ما يقول ، (كلير) |
Ve Amerika gibi ücretli doğum izni hakkı tanımayan ülkelerde işe dönmesi gereken anneler, doğum yaptıktan birkaç gün gibi kısa bir sürede işe dönmeleri gerekiyor. | TED | أما بالنسبة للأمهات الملزمات بالعودة إلى العمل، لأن دولًا مثل الولايات المتحدة لا توفر إجازة أمومة مدفوعة الأجر، يترتب عليهن العودة إلى العمل خلال أيام قليلة بعد الولادة. |
Bira konusunda Almanların eline kimse su dökemez ama Amerika gibi viski yapan yok. | Open Subtitles | انظري، الألمان عباقرة عندما يتعلق الأمر بالجعة لكن لا أحد يعرف شراب "البوربون" مثل الولايات المتحدة الأمريكية |