Zamanın sonunda geriye sadece bir kişinin kalacağı bir an gelecek. | Open Subtitles | ... عند نهاية الزمن ... سيأتي وقت يبقى فيه إنسان واحد |
...emirleri dinlemeyeceğiniz bir an gelecek. | Open Subtitles | سيأتي وقت لن تتبعي الاوامر لم يحدث حتى الآن |
savunmanın düşeceği bir an gelecek, ve ben o an, seni öldürmek için bir an bile tereddüt etmeyeceğim. | Open Subtitles | سيأتي وقت و أنت خاضع و عندها، لن أتردّد لحظة في قتلك |
Bu benim en derinden en gönülden isteğim tarihte öyle bir an gelecek ki Patrick, insanlığın özgürlüğünün gizeminin en önemli rolünü oynayacaksın. | Open Subtitles | إنه أعمق وأصدق إيمان لي بأنه ستأتي لحظة في التاريخ حيث أنت يا باتريك ستلعب دوراً مهماً |
Buna karşın, er ya da geç, ...asırlar sonra ya da saniyeler içinde, ...ilk haline, ...doğduğu hiçliğe, döneceği an gelecek. | Open Subtitles | على الرغم من أنه عاجلا أم آجلا خلال قرون أو ثوانٍ ستأتي لحظة يعود فيها... |
Öyle bir an gelecek ki tükenme noktasına ulaşacak ve vazgeçmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | سوف يأتي وقت عندها تصل الى نقطة الانهاك وسترغب في الاستسلام. |
Öyle bir an gelecek ki kimin yaşaması kimin ölmesi gerektiğine karar vermeniz gerekecek. | Open Subtitles | سوف يأتي وقت عندها عليك ان تقرر من يعيش ومن يموت هناك. |
Zamanın sonunda an gelecek, yalnızca bir insan kalacak. | Open Subtitles | ... عند نهاية الزمن ... سيأتي وقت يبقى فيه إنسان واحد |
Boş bulunacağın bir an gelecek. | Open Subtitles | سيأتي وقت ينهار فيه حارسكم |
Ahmed, bu işe başladığımızda sana demiştim ki gitmem gereken bir an gelecek. | Open Subtitles | (أحمد)، أخبرتك عندما بدأنا أنه سيأتي وقت حين أضطر للمضيّ |
Artık burada olamayacağım bir an gelecek. | Open Subtitles | و سوف يأتي وقت لن أكون موجود به هنا. |