ويكيبيديا

    "anahtarıdır" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مفتاح
        
    • المفتاح
        
    • مفتاحُ
        
    Su hayatın anahtarıdır, ama donmuş halde iken, gizli bir güçtür. TED الماء هو مفتاح الحياة، ولكن فى شكل متجمد، فهى قوة كامنة.
    Kendimizi bu fırsattan yararlandırabiliriz ya da bunu kaybedebiliriz ve eğer kendimizi bu fırsattan yararlandırırsak, bu mutluluğun anahtarıdır. TED يمكننا أن نستفيد من هذه الفرصة، أو نضيعها، فإن تمكنا من الاستفادة منها، فهذا هو مفتاح السعادة.
    Fakat burnunuzun en gerisinde, ufak bir deri parçası bulunduğu olfaktör epitel adı verilen bir bölge vardır. Bu bölge kokladığınız her şeyin anahtarıdır. TED ولكن في أقصى مؤخرة أنفك توجد المنطقة التي تدعى بالظهارة الشمية قطعة صغيرة من الجلد والتي تحتوي على مفتاح كل شيء تشمه.
    Bence canlı ve eğlenceli halka açık alanlar, mükemmel bir şehir planlamanın anahtarıdır. TED لذلك أعتقد أن الأماكن العامة المليئة بالحيوية والمتعة هي المفتاح لتخطيط مدينة رائعة.
    Beyninizin acıya nasıl tepki verdiğini anlamak sizin için en iyi tedavi yöntemini bulmanın anahtarıdır. TED لمعرفة كيفية استجابة الدماغ للألم هو المفتاح لإيجاد أفضل علاج
    Diamair bize söyleyecek. Diamair bilginin anahtarıdır. Open Subtitles (الديمير) سيخبرنا (الديامير) هو مفتاحُ كلّ المعرفة
    Anlaşılan o ki, iyi tasarlanmış bir itibar sistemi, güven inşa etmenin anahtarıdır. TED اتضح، نظام حسن السمعة هو مفتاح بناء الثقة.
    Hayır, Triad o ne istediklerini anahtarıdır düşünüyor. Open Subtitles لا,الثالوث يعتقدون انها مفتاح ماهم يريدونه.
    Araziye sahip olmak, bu katiller için hayatta kalmanın anahtarıdır. Ve bunun anlamı, ölümüne dövüş demek olabilir. Open Subtitles السيطرة على الأرض هي مفتاح البقاء لتلك الحيوانات القاتلة، و هذا يمكن أن يعني القتال حتى الموت
    Bunu nasıl yaparım bilmiyorum. Sır ve yalanlardan oluşan devasa ağ mutlu bir evliliğin anahtarıdır. Open Subtitles مفتاح الزواج السعيد هي شبكة عملاقة من الأكاذيب
    Hazırlık yapmak, fark edilmeden başarılı zaman yolculuğunun anahtarıdır. Open Subtitles الاستعداد هو مفتاح نجاح السفر عبر الزمن الغير واضح.
    Kişisel algılamayın. Doğru bilgi, geleceğin anahtarıdır. Open Subtitles لا يجب عليك أخذ الأمر شخصي المعلومات الصحيحة هي مفتاح المستقبل
    Evet ama müşterilerine anaflaktik şok vermek de iflasın anahtarıdır. Open Subtitles أجل، لكن إحداث صدمة تأقية لزبائنك هو مفتاح الإفلاس
    İnsanların hafızalarını güçlendirmek istiyoruz, çünkü hafıza başarının anahtarıdır." TED نريد تحسين ذاكرة الناس، لأن الذاكرة هي مفتاح النجاح."
    Kabullenme, hayatta kalmanın anahtarıdır.. Open Subtitles ... القبول والرضى هو مفتاح النجاة بملمات الحياة و
    Ve az sonra göreceğiniz gibi, ayrıntı görebilmek bu deneyin anahtarıdır. TED و كما سترون في دقيقة، قابلية رؤية التفاصيل هو المفتاح لهذه التجربة
    Akıllarındakini bilmek tahtın anahtarıdır. Open Subtitles وكن واعيا بمايدور في عقولهم فهذا هو المفتاح للعرش
    Bu hesaplamalar evrene açılan kapının anahtarıdır. Open Subtitles هذه الحسابات هي المفتاح لكشف الكون بأسره
    Vince, fazladan kapatıcı kullan. Işıkların altında güzel görünmenin anahtarıdır. Open Subtitles استعمل مستحضر أساس جيد إنه المفتاح تحت الأضواء
    İletişim başarılı bir ilişkinin anahtarıdır. Open Subtitles التواصل هو المفتاح الأساسي لأي علاقة ناجحه
    Belki tanısal tıp seni temiz tutmanın anahtarıdır. Open Subtitles ربما يكون التشخيص الطبي هو المفتاح لإبقائك نظيفاً
    Bunu bize Diamair söyleyecek. - Diamair, bilgeliğin anahtarıdır. Open Subtitles (الديمير) سيخبرنا، (الديامير) هو مفتاحُ كلّ المعارف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد