Ancak o zaman yaşıtlarım en az onlar kadar orada olmayı hak ettiğimi görecekti. | TED | عندها فقط يدرك الأشخاص من حولي أني أستحق أن أكون في هذا المكان تماماً كما يستحقون هم. |
Ancak o zaman bilincini genişletebilir ve her türlü seviyede savaşabilir. | Open Subtitles | عندها فقط ستتمكن من توسيع أدراكك لتتمكن من القتال علي أي مستوي |
Ve Ancak o zaman genç olmanın mazeret teşkil etmeyeceğini ve o yaşta da doğruları bulabilmenin mümkün olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | عندها فقط أدركت أن الشباب ليس عذراً وأنّه كان من الممكن ادراك الحقيقة |
Ancak o zaman, diğerlerini özel kılan şeyi takdir etmeye başlayabilirsiniz. | TED | حينها فقط تستطيع تقدير ما يجعل الآخرين مميزين |
Ancak o zaman demokrasi ve küreselleşmeyi tam anlamıyla uzlaştırabiliriz. | TED | حينها فقط سوف نسوي الخلاف بين الديموقراطية والعولمة. |
Ancak o zaman ne kadar çok şey başarabileceğini görürsün. | Open Subtitles | حينها ستدركين ما مقدار مايمكن أن يتم إنجازه. |
İşte Ancak o zaman gerçek gayemi anladım. | Open Subtitles | وقتها فقط فهمت سبب تواجدي الحقيقي |
Ve Ancak o zaman genç olmanın mazeret teşkil etmeyeceğini, ve o yaşta da doğruları bulabilmenin mümkün olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | عندها فقط أدركت أن الشباب ليس عذراً وأنّه كان من الممكن ادراك الحقيقة |
Ancak o zaman Çinli askerleri, birkaç Japon denizcisini ve birkaç Japon işadamını buraya alıştırmaya başlayabilirsiniz. | Open Subtitles | و عندها فقط يمكنك أن تضيف بعض الجنود الصينيين و بعض التجار اليابانيين و ربما رجل أعمال أو رجلي أعمال يابانيين |
Bu korkunç döngüden işte Ancak o zaman kurtulabiliriz. | Open Subtitles | عندها فقط يمكننا أن نكون أحرار من هذه الدائرة الفظيعة |
Ancak o zaman Beyaz Kaltak'ı yenebilir ve kardeşinizi kurtarabilirsiniz. | Open Subtitles | عندها فقط يمكنك هزيمة العاهرة البيضاء وانقاذ اخاك |
Ancak o zaman anlaşmazlıklar son bulur. | Open Subtitles | عندها فقط سيكون . الخلاف الذي بيننا منته |
Ve halkımızın parasını yöneten bizlerden birisi işimizi nasıl yaptığımıza dair açık açık hesap verecek çünkü Ancak o zaman halk ve hükümetleri arasındaki güveni tekrar kurabiliriz. | Open Subtitles | وسوف يقومو بعملهم فى ضوء النهار لانه عندها فقط نستطيع ان نعيد الثقة بين الحكومة والشعب |
Ancak o zaman senin acın benim ilgimi çekti. | TED | حينها فقط أصبح ألمك مثيراً للاهتمام بالنسبة لي. |
O zaman, Ancak o zaman fark edebildim ki zavallı patronum katledilmişti. | Open Subtitles | وحينها , حينها فقط, ادركت ان سيدى المسكين تم قتله. |
Ancak o zaman Sovyetler Birliği, Almanya'ya karşı kendini savunabilecek." | Open Subtitles | حينها فقط الإتحاد السوفيتي سيكون قادرًا على الدفاع عن نفسه في وجه ألمانيا |
Ancak o zaman siperlerden çıkıp savaşı kazanabilirlerdi. | Open Subtitles | حينها فقط ، قد يتمكنوا من الاختراق وتحقيق النصر. |
Ancak o zaman, onun ve bizim başlangıç noktamızı anlamaya başlayabiliriz. | Open Subtitles | .حينها فقط سنبدأ في فهم المكان الذي بدأنا منه |
Ancak o zaman, karıma gidip beni bağışlamasını isteyebilirim. | Open Subtitles | حينها فقط سيكون لديّ قوةً. لأذهب إلى زوجتي وأطلب منها الصفح. |
Ancak o zaman ne kadar çok şey başarabileceğini görürsün. | Open Subtitles | حينها ستدركين ما مقدار مايمكن أن يتم إنجازه. |
"Ancak o zaman rahat uyuyabiliriz." | Open Subtitles | "وقتها فقط يمكننا أن نخلد إلى النوم" |
Ancak o zaman altyapıyı, idari ve finansal yapıyı kurduk. | TED | وعندئذ فقط أنشأنا البنية التحتية والإدارية والمالية. |
Ancak o zaman mı bu yaptığımın haklı olduğunu düşüneceksiniz? | Open Subtitles | وعندها فقط سوف تشعر بأن هناك ما يبرر هذه الخطوة؟ |