Ve tek yapman gereken, hesapları incelemek, anlaşmaları yapmak, ve evrakları onaylamak. | Open Subtitles | وكل ما عليك فعله هو مراجعة الحسابات وكتابة الصفقات والموافقة على الأوراق |
Ve bu arada, bu testlerin anlaşmaları yapılmış. | TED | وبالمناسبة، هذه كانت محاكات حيث تمت الصفقات. |
Bu anlaşmaları, imzalandıktan sonra iptal ediyoruz. | TED | نحن نتراجع عن تلك العقود بعد التوقيع عليها. |
Hardison, hizmet sektöründeki her şirket gibi, özel hapishanelerin de devletle anlaşmaları vardır. | Open Subtitles | هاردسون ، السجون الخاصة لديها عقود مع المدينة مثل أي شركة تخدم المدينة |
Son 18 ayda, bu şirketlerden 40 tanesi ile onların tedarik zincirinde beraber çalışma yapma anlaşmaları imzaladık. | TED | وفي الثمان عشرة شهر المنصرمة، وقعنا اتفاقيات مع أربعين من هذه الشركات المئة لنبدأ العمل معهم على سلسلة إنتاجهم. |
Arazi anlaşmaları. Gerçekten bitmeden asla bitmiyorlar. | Open Subtitles | تعاملات ملكية حقيقية إنهم لا يستريحون إلا عندما ينتهون |
Sadece anlaşmaları ihlâl etmekle kalmıyorlar, aynı zamanda araştırmaları insan ırkına karşı tehdit oluşturuyor. | Open Subtitles | إن إختباراتهم لم تتجاوز المعاهدات الدولية فقط، وإنما أبحاثهم هي بمثابة تهديد خطير للإنسانية بأجمعها |
Evlilik anlaşmaları da adamın işine yaramış. | Open Subtitles | وكان يوجد اتفاقية ماقبل الزواج على أن ،تنفق مالاً عليه |
anlaşmaları imzalamaları ve moral desteği için babalarını getiriyoruz. | Open Subtitles | لذا نقوم بإحضار أبائهم للتوقيع على الصفقات وللدعم المعنوي |
Keşke anlaşmaları trambolin üzerinde yapabilseydik. | Open Subtitles | من المؤسف ان الصفقات لا يتم عقدها في حديقة الترامبولين |
Açılarla çalışan, anlaşmaları ayarlayan. | Open Subtitles | تعلمين،العمل على الموضوعات،انهاء الصفقات |
Öldürülmen için yaptığım tüm anlaşmaları iptal edeceğim ve borcum olan paranın yarısını nakit olarak ödeyeceğim. | Open Subtitles | ألغي كل العقود التي تخص قتلك وأدفع النصف الآخر نقداً أينما تريد |
Hala geçerli olan anlaşmaları uzatmadığımı biliyorsun ama sana her zaman dürüst oldum. | Open Subtitles | تعرف أن لديّ سياسة بعدم ،تمديد العقود السارية المفعول لكني كنت دائماً منصفاً تجاهك |
Çünkü adam her işi kendi hallediyor petrol satıyor, gaz anlaşmaları yapıyor. | Open Subtitles | لإنه في الخارج هناك كل يوم بنفسه ، يبيع عقود النفط والغاز |
Personel şefliği için anlaşmaları al kurutemizleyiciye uğra ve kağıt havlu... | Open Subtitles | خذي عقود الموظفين و خذي الملابس القذره و المناشف الورقيه |
Gizlilik anlaşmaları olmadan şirket bütünlüğünün sağlanabileceğine inanmıyorum. | Open Subtitles | بدون اتفاقيات السرية لقد كنت آخذ مرتبا جيدا |
Gizli anlaşmaları sevdiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ أنّكِ تُحبّين تعاملات الغرف الخلفيّة. |
ve bir kez daha Başkan ve adamları... bilime karşı gelip, Uluslararası anlaşmaları ihlal edecek ve tek taraflı hareket edecekler. | Open Subtitles | ومرةً أخرى، الرئيس ومساعديه ملاك الشركات يتجاهلون العلم ويتحدون المعاهدات الدولية |
Çünkü tahliye süresince resmi bir anlaşmaları yoktur. | Open Subtitles | لأنه في وقت الإخلاء لم يكن بينهما اتفاقية موقعة |
Kardeşin bir anlaşmamız olduğunu söyledi. Buralarda anlaşmaları Junior yapmaz. Ben yaparım. | Open Subtitles | اخوك قال بأن لدينا صفقة جونيور ،لا يقوم بصفقات هنا ، انا اقوم |
- Geçen hafta bir şeyler söylemişti. İngiliz beyefendilerinin anlaşmaları hakkında. | Open Subtitles | قال شيء الأسبوع المنصرم، شيء كثير بالنسبة لإتفاقيات الإنجليز |
Belki de anlaşmaları gereği, iyi niyet göstergesi olarak Dallas, Safar'a kızlarından birini vermiştir. | Open Subtitles | ربما كلاهما. ربما, جزء من صفقتهم,, أن "دالس" يعرض لـ"صفر" ليله مع احتى فتياته, |
Çok önemli iş anlaşmaları yapıyoruz bu yüzden ben olsam dikkatli olurdum. | Open Subtitles | نحنُ نقوم بإتفاقيات عمل مُهمة للغاية ، لذا فسوف أكون حريصاً للغاية |
Tüm bu iş anlaşmaları havuzda değil de birinin golf klubünde olacak. | Open Subtitles | كل أتفاقات الاعمال المسقبلية... لن تتم في حمامات السباحة، لكن ستتم في في نادي ريفي لشخص ما |
Bu piçler yolumuzdan çekildikten ve anlaşmaları geberip toprağa gömüldükten sonra en büyük problemimiz ne olacak biliyor musun? | Open Subtitles | غداً بمجرد خروج هؤلاء الأوغاد ستموت اتفاقياتهم وتدفن أتعرفى ماذا ستكون المشكلة الكبرى ؟ |
Ve tüm paydaşlarla çalışarak anlaşmaları yapılandıracak ve koruma planları geliştirebilecek yerel ekipler bulmak için de. | TED | ولإشراك فرق العمل المحلية التي ستطور خطط الحفاظ على البيئة البحرية، وللعمل مع جميع الجهات المعنية ولترتيب الاتفاقات. |
Yakın tarihli anlaşmaları tekrar incele ve Sovyetlerin taahhütlerindeki ihlalleri tek tek listele." | Open Subtitles | قم بمراجعة الإتفاقات التي عقدت مؤخرًا وقم بإعداد قائمة بالإنتهاكات السوفيتية لهذه الإتفاقيات |