anlaşmazlıklarımız vardı ama hep dost olmuştuk. | Open Subtitles | كانت بيننا خلافات ولكن جمعتنا الصداقة دائماً. |
Eskiden anlaşmazlıklarımız olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | اعترف بأنه كانت بيننا خلافات في السابق |
Murphy Çetesi adında birtakım delilerle anlaşmazlıklarımız oldu. | Open Subtitles | كان لدينا خلافات مع حشد من المجانين يسمون " بيت ميرفى " ِ |
Eskiden kalan anlaşmazlıklarımız ne olursa olsun, hala senin bu işteki ortağınım. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}أية خلافات بيننا, في الماضي ربما لكنني حالياً شريكك في هذا |
Papalık ile önemli bazı anlaşmazlıklarımız hâlâ var. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}ومع ذلك، خلافات كبيرة {\pos(190,220)}مازالت مع المكتب الرسولي |
Caesar'ın ve benim aramızda anlaşmazlıklarımız vardı | Open Subtitles | (كانت هناك خلافات بيني و بين (قيصر |