Bana kalırsa onu hiç Anlamıyorsunuz, o tıpkı sizin gibi. | Open Subtitles | إن سمحت لي، أنت لا تفهم أبنك هو مثلك تماماً |
Hayır, Sir Wilfrid, aslında Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | لا يا سير ويلفريد أنت لا تفهم شيئا على الاطلاق |
Sultan olmak o kadar zor ki. Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنّه من الصّعبِ للغاية بأن تكون سُلطاناً أنت لا تفهم |
Bak, Anlamıyorsunuz, O şimdi orada kızımı alıyor, şimdi, şimdi! | Open Subtitles | أنت لا تفهمين إنه هناك الآن إنه يقلها الآن، الآن |
Hayır, Anlamıyorsunuz. Ben sadece kayıp eşyayı geri vermeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لا، انتم لا تفهمون كنت أريد فقط إعادة ممتلكات مفقودة |
Ne yapmaya çalıştığımı Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمُ الذي أُحاولُ أَنْ أعْمَلُة. |
Anlamıyorsunuz. Onlar Ateş Ulusu'ndan. Bana inanmak zorundasınız. | Open Subtitles | أنتما لا تفهمان ، إنهما من أمة النار يجب أن تصدقاني |
Vicdanınızı temizlemekle o kadar meşgulsünüz ki şunu Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم مشغولون جداً فى إزاحة ضميركم بعيداً، لكنكم لم تفهموا بعد |
Anlamıyorsunuz, bu gece biri beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لا .. أنت لا تفهم هناك رجل حاول أن يقتلنى هنا الليله |
Hayır efendim Anlamıyorsunuz. Itirazımı geri alamam. | Open Subtitles | كلا سيدي، أنت لا تفهم لا أستطيع سحب احتجاجي |
Anlamıyorsunuz. Sadece oturuyor ve hiç konuşmuyor. | Open Subtitles | أنت لا تفهم يا سيدى أنه يجلس ولا يريد التحدث |
Bu şekilde birlikte çalışan insanları Anlamıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تفهم الناس الذين يعملون سوياً بهذا الشكل ، أليس كذلك ؟ |
- Anlamıyorsunuz. - Bana ateş edildi ve bundan hoşlanmam. | Open Subtitles | ـ أنت لا تفهم الأمر ـ بل أفهم جيداً التعرض لإطلاق النار، وهو أمر لا يروق لى |
Hayır, Anlamıyorsunuz. Onunla konuşmam lazım. Bu çok acil. | Open Subtitles | لا , أنت لا تفهم , لابد أن أتحدث مع الرب الآن |
- Ama Anlamıyorsunuz. - Deliğin tam yanına gitti. | Open Subtitles | ولكنكِ لا تفهمين انها هناك بجانب السارية |
Hayır, bekleyin. Anlamıyorsunuz. Bu silah benim değil. | Open Subtitles | لا ، إنتظروا ، إنتظروا ، أنتم لا تفهمون ، هذا ليس بمسدسي |
Ne yapmaya çalıştığımı Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تَفْهمُ الذي أُحاولُ أَنْ أعْمَلُة. |
Hiçbirşeyi Anlamıyorsunuz çünkü siz aptalsınız. | Open Subtitles | لمَ أنتِ منزعجة جدًا منّا ؟ أنتما لا تفهمان أي شيء .. |
Hayır. Hayır. Hayır, Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا أنتم لمّ تفهموا بعد ما مضى من حياتى بحثاً عن المعرفة. |
Anlamıyorsunuz. Saarne Enstitüsü bir yetimhane değil. Bir akıl hastanesi. | Open Subtitles | أنتِ لاتفهمين, هذه ليست ملجاً للأيتام إنها مستشفى أمراض عقلية |
Siz çocuklar farsça kıvırtmadan Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم يارفاق لاتفهمون التهديد من الفارسيين |
Anlamıyorsunuz! Yok yere neden bize ödeme yapsınlar ki? | Open Subtitles | انت لا تفهم اذن, لماذا يجب عليهم أن يدفعوا |
Anlamıyorsunuz yanan bir binanın içinde mahsur kaldığınızda diğer elemanların kuralları, korkaklığın önüne koyduklarından ve ateş duvarının içine, sizi almaya geleceklerinden emin olmalısınız. | Open Subtitles | انت لم تفهم.. ولكن عندما تتم مُحاصرتك داخلمبنىمُحترق.. فإنك ستعلم ان الرجال الاخرين. |
Listemi gerçekten Anlamıyorsunuz değil mi Randy? Hayır. | Open Subtitles | أنت لاتفهم فعلاً قائمتي اليس كذلك راندي؟ |
- Hayır, Anlamıyorsunuz. - Hayır, anlıyoruz. | Open Subtitles | ـ كلا، إنّك لا تفهم الأمر ـ بلى |
Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم لا تفهمون الأمر |
Anlamıyorsunuz. Kanunlarınızla bir ilgimiz olmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | أنت لا تدرك ذلك فنحن نرفض أي أمر بقوانينك |
Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنّكم لستم تفهمون. |