Zaman ve nedensellik açısından doğrusal bir anlayışa sahip olduğunu farzediyorum. | Open Subtitles | مع افتراض انك اشتركت في العلاقة الخطية في فهم الوقت والسببية |
Hepimiz bu anlayışa sahip olursak harekete geçmek için yeni fırsatlar doğacak. | TED | وعندما نبدأ في فهم الاساسيات .. فإن فرصاً جديدة للحل لابد وان تظهر لنا |
Kurallarımızı değiştirip değiştirmememize bakmaksızın robotlar kendimiz hakkında yeni bir anlayışa varmamıza yardım edebilirler. | TED | وبغض النظر إن قمنا بتغير قوانيننا أم لا، ربما تمكنت الروبوتات من أن تعطينا فهم أفضل عن أنفسنا. |
İnsanlar nasıl ortak bir anlayışa sahip olabilirlerdi ya da nasıl birlikte geleceğe gideceklerini bileceklerdi? | TED | كيف يفترض للناس أن يصلوا لنوع من التفاهم المشترك أو يعرفوا كيفية التحرك سوياً إلى المستقبل؟ |
kısacası, Margherita, Biraz anlayışa ihtiyacım var. | Open Subtitles | مارغريتا، تحتاج أكثر من ذلك بقليل التفاهم. |
İnsan deneyiminin buğusunun birleştiriyorum pratik ve mantıklı bir anlayışa | Open Subtitles | أَلتئمُ البخارَ تجربةِ إنسانيةِ إلى a فعّال وفهم منطقيّ. |
Ampül daha derin bir bilimsel anlayışa dayanan farklı bir teknolojidir. | TED | المصباح الكهربائي هو تقنية مختلفة. تعتمد على فهم علمي أعمق. |
Bu faktörler bizi hayata ilişkin yeni bir anlayışa son derece yakınlaştırmıştı. | Open Subtitles | و إسهامها في صناعة الصبغات هذه العوامل قربتنا بعد معاناة إلي فهم جديد للحياة |
Siyahi kadınlara dair tamamen farklı bir anlayışa sahip olmalı, değil mi? | Open Subtitles | هذا فهم مختلف بالكامل للمرأة السوداء، صحيح؟ |
Bu kavrayışla, kendi inançlarımıza dair daha iyi, daha derin bir anlayışa ulaşacağımıza; birbirimizle konuşmazsak ve iyi birer dinleyici olma çabasını göstermezsek sorun çözme becerimizi koruyacağımıza inanıyorum. | TED | عبر مشاركة الأفكار، أعتقد أننا سنصل لفهم أفضل، فهم أعمق، لمعتقداتنا ونحفظ قدرتنا لحل المشاكل، التي لا يمكن حلها إن لم نتحدث لبعضنا البعض وبذل ما بوسعنا لنصبح مستمعين جيدين. |
Aslında daha derin bir anlayışa sahibiz. | TED | لكن في الحقيقة لدينا فهم عميق لهذا |
Bunu açıklamak için bana beş dakika verin. "Çin şunu yapıyor. ABD şöyle cevap veriyor." gibi haberleri gördüğünüzde olan bitenler hakkında daha iyi bir anlayışa sahip olacak ve hatta bunu arkadaşlarınıza açıklayabileceksiniz. | TED | أعطوني 5 دقائق لشرح هذا، بعد ظهر اليوم، عندما تصادفكم نشرة أخبار حول أفعال الصين، أو ردود فعل الولايات المتحدة، سيكون باستطاعتكم فهم ما يجري بشكل أفضل وحتى شرحه لأصدقائكم. |
Tarihte, yaşadığı dönemde kapana kısılmış gibi hissetmiş olsa da kelimeleri birçok jenerasyonun kendilerini tanınmış hissetmesini sağladı ve onları, toplumun en karmaşık meselelerine daha incelikli bir anlayışa yönlendirdi. | TED | بالرغم من شعوره بأنه محبوس ومحاصر في لحظة في التاريخ، جعلت كلماته جيلًا كاملًا يشعر بأنه معروف، من خلال إرشادهم تجاه فهم أفضل وأدق لمشاكل وقضايا المجتمع الأكثر تعقيدً. |
Bu yüzden, bence şu konuda daha derin bir anlayışa sahip olmalıyız insanlar, para, güç, din, kültür ve teknoloji dünya haritasını değiştirmek adına nasıl etkileşiyorlar? | TED | لذلك أنا أعتقد إننا نحتاج إلي فهم عميق لكيف أن الناس , المال , السلطة , الدين , الثقافة , التكنولوجيا تتفاعل لتغير خريطة العالم . |
Domuzlara dair gerçekten de eşsiz bir anlayışa sahipsin. | Open Subtitles | حسنًا، أنت لديك فهم لا مثيل له من الجشع |
Stan, kapitalist toplumda hetero beyaz erkekler imtiyazı olmayan kişilerin uğradıkları durumu anlamak için küçük bir anlayışa sahipler. | Open Subtitles | الذكور البيض في مجتمع الرأسمالي يحظون بالقليل من... فهم الإيذاء مقارنة بالظلم ضد المحرومين |
Benim ve Sarah'ın karşılıklı anlayışa dayanan ilişkimiz, ve güvene... | Open Subtitles | تستند على تبادل التفاهم و الثقة |
Bak, Ananya. Ailelerimizin anlayışa ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنظري يا (أنانيا) كِلا العائلتان تحتاج إلى التفاهم. |
Artık kendi oğlunla... doğru dürüst konuşman için... gereken sabır ve anlayışa ihtiyacın kalmayacaktı. | Open Subtitles | ثم لم تعد تحتاج الصبر ... وفهم المطلوب ... من أجل التحدث مع ابنك الخاصة على بعض الطائرة العادية. |