Düşünüyordum da sana sormak istediğim bir şey var ama benim hakkımda bir şeyler bilmeden soruyu anlayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أفكّر.. هناك شيء أودّ أن أسألكَ إيّاه.. لكنّي لا أعتقدكَ ستفهم أسبابي إلا لو عرفتَ بعض الأشياء عنّي. |
Açılmamı istiyorsun, ama beni anlayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | تريدنى أن أتكلم معك ... لكن لا أعتقد أنك ستفهم |
Hiç bir zaman anlayabileceğini düşünmüyorum zaten doktor. | Open Subtitles | انا لا اعتقد ان ستفهم هذا يا دكتور |
Özür dilerim asperger sendromlu bir çocuğun annesi olarak bu durumu anlayabileceğini umuyorum. | Open Subtitles | و إنني متأسفة لكن كأم لطفل مريض ، آمل أن تتفهمي الأمر |
anlayabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت أعلم أنكِ تتفهمين ذلك |
Ancak senin anlayabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أنكٍ الوحيده التى ستفهمين |
Raja, bu biraz Hristiyan işi ve anlayabileceğini zannetmiyorum. | Open Subtitles | حسن يا (راجا)، هذه مسألة مسيحيّة حقّاً ولا أظنّك ستتفهّم |
O tam bir Whitesnake kızı senin bu tarafını... - ... anlayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | فهي تحب فرقة (وايت سنيك)، ولا أعتقد أنّها ستفهم هذا الجانب منك. |
Bunu anlayabileceğini sanıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك ستفهم ذلك. |
Gerçekten anlayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك ستفهم الأمر |
anlayabileceğini sanmam. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنك ستفهم. |
Senin anlayabileceğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنك ستفهم |
Bunu sana söylüyorum çünkü beni anlayabileceğini umuyorum. | Open Subtitles | أنا أخبركِ بذلك لأنـّيآمل.. أنّ تتفهمي. |
- Bunu anlayabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | -أنا أعلم أنك يمكن أن تتفهمي ذلك |
anlayabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنكِ ربما تتفهمين |
anlayabileceğini düşünmüştüm. Anlamak istemiyorum. | Open Subtitles | أعتقدت أنك ستفهمين |
Bunu anlayabileceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أعتقد أنكِ ستفهمين ذلك |
Senin anlayabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت فقط أنك ستتفهّم |