Bir milyon yıl süren parlak zekadan sonra onları mahveden gücün ne olduğunu anlayamadılar. | Open Subtitles | بعد ملايين السنين من العقلية الباهرة لم يكادوا أن يفهموا أي قوة كانت تدمرهم |
Ama o dağları hiçkimse görmedi, bu yüzden bunun ne kadar hayret verici olduğunu anlayamadılar. | Open Subtitles | لكن لم ير أي أحد تلك الجبال, لذا لم يتستطيعوا أن يفهموا كم هي رائعة. |
Ancak gezegenlerin bu toz ve gaz diskinden nasıl ortaya çıktıklarını anlayamadılar. | Open Subtitles | لكن لم يفهموا تشكيل الكواكب من أسطوانة من الغاز والغبار |
Onları neden göremediğini anlayamadılar. | Open Subtitles | هم لم يفهموا انها لا تستطيع أن تراهم |
Her anlarını beraber geçirdiler ama ne demek istediğini anlayamadılar. | Open Subtitles | لقد عاشو سوية ليلاً ونهاراً.. لكنهم لم يدركوا أبداً مقصده .. |
Onları nasıl görmediğini anlayamadılar. | Open Subtitles | هم لم يفهموا انها لا تستطيع أن تراهم |
anlayamadılar. Sahtekâr aramıyordum. | Open Subtitles | لم يفهموا بعد، لم أكن أبحث عن الزائفين، |
Bunu anlayamadılar. | Open Subtitles | لم يفهموا الأمر |
O zamanlar çok küçüklerdi. Neler olduğunu anlayamadılar. | Open Subtitles | كانوا صغارا حينها لم يفهموا |
Krizin çapını anlayamadılar. | Open Subtitles | أنهم لم يدركوا مدى أتساع نطاق الأزمة |