Görüyorsunuz, bütün mekanik hareketleri anlayan ve onları dijitalleştiren birçok elektronik koyduk içine. | TED | وبالتالي هنا يمكنكم أن تروا، قد دمجنا الكثير من الإلكترونيات التي تفهم كل تلك الحركات الميكانيكية وتحولها إلى رقمية. |
Ben yine de bu değeri anlayan ve destekleyen şirketlerin olduğunu düşünüyorum. | TED | ومع ذلك، أعتقد أن هناك شركات تفهم هذه القيمة وتطورها. |
Daha çok, böyle, akıllı arabalar -- -- trafiğin ve şoförlüğün ne olduğunu anlayan, ve sinyal ışığı yarım dakikadır yanan diğer arabaların muhtemelen dönmeyeceğini anlayan arabalar. | TED | سترون أشياء مثل السيارات الذكية التي تفهم ما هي حركة السير و ما هي القيادة و تعلمت بأن أنواع محددة من السيارات التي عليها أضواء وامضة تعمل لمدة نصف دقيقة غالباً لن تلتف, أشياء مثل هذه. |
Böylece birkaç çeşit teknolojiyle başlayıp bu teknolojilerden konuşma üzerine olanlara yoğunlaşıp yüzleri görebilen ve sizinle göz teması kuran, bütün yüz ifadelerini gerçekleştirebilen, konuşmayı anlayan ve sizin nasıl hissettiğinizi modelleyen, sizin kim olduğunuzu anlayıp sizinle iletişim kurabilen robotlar. | TED | إذاً نحن نبدأ بباقة متنوعة من التكنلوجيات التي تلاقت في هذه الروبوتات من النوعية التي لديها شخصية تتحدث التي يمكنها رؤية الوجوه، تقوم بالتواصل معكم عبر العيون، تقوم بمجموعة كاملة من تعابير الوجه، تفهم المحادثة، وتبدأ تصميم نموذج لمشاعرك، وشخصيتك، وتبني علاقة معكم. |