annelerine onları bu berbat dünyaya getirdikleri için, sövmeye nedeni var. | Open Subtitles | حمل سلاحه بهذه الحالة نائب هاربر سوف يقومون بسب أمهاتهم |
Şu ağaçlar da annelerine benzeyecek çocuklarımıza salıncak yapmak için birebir. | Open Subtitles | وهذه الأشجار لحمايتنا من الريح من أجل أولادنا الذين سيكبرون ليبدوا مثل أمهم |
Onlar annelerine nereye gittiklerini söylemeyen küçük çocukları çalarlar, tamam mı? | Open Subtitles | يخطفون الاطفال الذين يخرجون دون اخبار امهاتهم الى اين هم ذاهبون؟ |
İkizlerle biyolojik annelerine bir ziyaret ayarlayabileceğimiz konusunda konuştum, tıpkı aramızda konuştuğumuz gibi. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلى التوائم بشأن ترتيب الزيارة مع والدتهم , كما تحدثنا عنه. |
Güya, Gupta İmparatorluğu'nun en genç prensi savaşta öldürüldüğünde erkek kardeşi sahneyi yas tutan annelerine göstermenin bir yolunu buldu. | TED | من المفترض، حينما قُتل أصغر أمراء امبراطورية غوبثا في معركة، ابتكر شقيقه وسيلة لتمثيل المشهد لأمهم المكلومة. |
Henüz altı aylıklar ve daha iki yıl boyunca annelerine bağımlı olacaklar. | Open Subtitles | إنهم بعمر ستة أشهر فحسب وسيعتمدان على أمهما لعامين آخرين |
Sadece bir öpücük konduruyor, aynı gerçek bebeklerin annelerine yaptığı gibi. | Open Subtitles | فقط تضم فمها ليقبل كما يفعل الأطفال الحقيقيون مع أمهاتهم |
Annem, erkeklerin annelerine benzeyen kadınlarla evlendiklerine indandığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أمي أنك تؤمن بأن الرجال يتزوجن النساء اللاتي يشبهن أمهاتهم |
Buraya gelenlerin çoğu için bu haftalık geziler annelerine bodruma inip, çarşaflarını değiştirmek için gereken şansı yaratıyor. | Open Subtitles | فالرحلة الأسبوعية التي يقوم بها هؤلاء الشبان إلى هنا تمثل فرصةً ثمينةً أمام أمهاتهم للنزول إلى القبو وتغيير ملاءاتهم |
Gabrielle, telefonu açmadı Çocukların, annelerine itaat etmeleri için verilen vaazı dinlemekle meşguldü. | Open Subtitles | "جابريل لم تجيب." "كانت مشغولة جداً برؤية أطفالها" "وهم يتعلمون وجوب طاعة أمهم" |
annelerine geceyi arkadaşlarında geçireceklerini söyleyip buraya gelirlerdi. | Open Subtitles | كانوا يكذبون على أمهم, ليقضون الليل في منزل أصدقائهم لكنهم يأتون إلى هنا |
Uzun sürdü, ama sonunda bazıları annelerine, arkadaşlarına, kız arkadaşlarına yazmaya başladılar. | TED | وهذا استغرق وقتا طويلا الى ان بدأ بعضهم بالكتابة الى امهاتهم ، اصدقائهم ،و حبيباتهم. |
Bütün kadınlar annelerine dönüşür. Onların trajedisi budur. | Open Subtitles | كل النساء يصبحوا مثل امهاتهم ، انها المأساه |
Ve annelerine ihtiyaçları olduğuna bahse girerim değil mi? | Open Subtitles | وأراهن أنهم يحتاجون الى والدتهم, اليس كذلك ؟ |
Ayrıca bir daha asla annelerine yalan söylemeyecekler. | Open Subtitles | لكن هذا لن يمنع أنهم لن يكذبوا على والدتهم مجدداً |
Bir de annelerine bak, onun da poposu büyük, değil mi? | Open Subtitles | ثم تنظر لأمهم ، وهي لديها مؤخرة كبيرة، أيضاً؟ |
annelerine olan düşkünlüklerinden söz ederken detaylara girmeliler. | Open Subtitles | يجب ان يتحدثوا بالتفاصيل عن محبتهم لأمهم |
Ve sen annelerine karışmıyorsun. Büyüklük sende kalsın. | Open Subtitles | وأنت، لا تتورطي مع أمهما كوني الشخص الأكبر |
Güvende hissetmek için, birbirlerine ve annelerine sesleniyorlar... | Open Subtitles | في سبيل الحماية, فإنهم ينادون بعضهم البعضهم وكذلك امهم |
Tüm erkekler babalarını öldürmeli ki annelerine bir şey yapabilsinler. | Open Subtitles | يجب على كل الرجل قتل أباءهم ليتمكنوا من فعل شيء لأمهاتهم |
Şiman futbolcu annelerine aerobik öğrettiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أظن أنك تدربين الأمهات البدينات على الرياضة. |
Genç yavrular pençelerini annelerine sımsıkı tutunmak için kullanırlar. | Open Subtitles | يتحلى الصغار بقبضة قوية للتشبت بأمهاتهم و التمسك بالحياة |
Hiçbir zaman o kadar yakın olmadık. annelerine daha yakınlardı. | Open Subtitles | .لم نكن مطلقاً قريبين من بعضنا .كانا أقرب إلى والدتهما |
O kızları koruyacağıma dair annelerine yemin ettim. | Open Subtitles | أقسمت لأمهما بأن أحميهما |
Bu, Bayan Marlowe mu? 25 yaşındaki çoğu kız, annelerine çok benzer. | Open Subtitles | هل هذه السيدة مارلو معظم الفتيات بسن 25 مشابهة لامهاتهم بشكل كبير |
Evde annelerine ihtiyaçları var, gecenin bir körü telefonla aranıp sekse gitmesine değil. | Open Subtitles | ليسَ لأمٍ تتسللُ بالليل من أجل تلبية متطلباتها الجنسيّة. |
annelerine "pis sürtük" deseler de kadının haklı olduğunun farkındalar ve birazdan bu kapıdan girdiklerinde ellerimizde diyet biralarımızla onlara "her türlü kabülümüzsünüz" ayağı çekeceğiz. | Open Subtitles | ينعتون أمهاتهن بالعاهرات ، لكن بداخلهن فهن على يقين بأنهن محقات وهن على وشك دخول هذا الباب حيث سننتظرهن بالجعة والمرح الجامح |