Öz annesine bile güvenmez. Sahip olduğu herşeyin bir koruması vardır. | Open Subtitles | وقال إنه لا يثق أمه كل ما لديه ،وقال انه الحراس. |
Şimdilik arada sırada evi yakan sinirli bir oğlan olduğumu kabul etmeliyim veya arada bir annesine zehirli dart atan biri. | Open Subtitles | و لكن الآن، يجب أن أتقبل حقيقة أنني طفل غاضب سيحاول من وقت لآخر حرق المنزل أو يرمي أمه بسهم مسموم |
Good’un 4 yaşındaki kızı hapsedildi ve sonunda annesine karşı tanıklık etti. | TED | كانت ابنة غود ذات الأربعة سنوات محبوسة وشهدت في النهاية ضد أمها. |
annesine karşı sürekli aile içi şiddet uyguladığı çağrısı alıyoruz. | Open Subtitles | كنا نستجيب لشكوى العنف المنزلي طوال الوقت في منزل والدته |
Krallığın First Lady'si olarak, Kraliçe odası Kral'ın annesine ait. | Open Subtitles | لدى والدة الملك وزوجتي، هذه المعروفة بالسيدة الأولى في البلاط |
Ve annesini getirme nedeni 6 yaşındaki çocuğun annesine okuma ve yazmayı öğretmesiydi. | TED | وسبب جلبها لأمها أن هذه الطفلة ذات الست سنوات كانت تعلّم والدتها كيف تقرأ وتكتب. |
Ailesiyle barışmak için bir mektup yazmayı dilerse annesine teslim etmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | لو يرغب في كتابة رساله لهم لترضيتهم فسيكون من دواعي سروري توصيلها لوالدته |
Görünüşe göre kendi kraliçe annesine kraliyet muamelesi yapıyormuş ve en kötüsü? | Open Subtitles | اتضح انه كان يقوم بالمعالجة الملكية مع امه الملكة وأسوأ جزءِ هو؟ |
Üç hafta boyunca bendeydi. Daha sonra annesine yapılan suçlamalar düşürüldü. | Open Subtitles | بقي معي لثلاثة أيام و من ثم أسقطت التهم عن أمه |
O ölünce takıntısı yüzünden annesine benzeyen cesetleri çıkarmaya başladı. | Open Subtitles | بعد موتها هوسه أجبره على استخراج جثث نساء يشابهن أمه |
Birisi, annesine vasiyeti konusunda yardım etmem için eğlenceli bir gece ayarlamamış olsaydı... | Open Subtitles | حسناً لو أن أحدهم لم يلزمني مسبقاً بأمسيه مرحه لمساعدة أمه في وصيتها |
annesine söyledi. Annesi bana bağırdı ben de kızıma bağırdım, ve evden kaçtı. | Open Subtitles | و قامت بإخبار أمها, وأمها صرخت بي وأنا صرخت بإبنتي , فهربت ابنتي |
Şu an annesine çok ihtiyacı var. Kızım hangi cehennemde? | Open Subtitles | الآن هي حــقاً بحاجة أمها أين هي بحق الجحيــم ؟ |
April'ın Şükran Günü için annesine götüreceği bir pasta alması gerek. | Open Subtitles | آيبرل يجب أن تشتري فطيرة لتأخذها عند أمها في عيد الشكر |
annesine meme kanseri teşhisi konulduğunu söyledi. | TED | قال لي بأن والدته قد تم تشخيصها بسرطان الثدي. |
Mektupla annesine göndermek için, Dick'in bir tutam saçını kestim. | Open Subtitles | "لقد أرفقت خصلة من شعر "ديـك مع خطاب إلى والدته |
Mektupla annesine göndermek için Dick'in bir tutam saçını kestim. | Open Subtitles | "لقد أرفقت خصلة من شعر "ديـك مع خطاب إلى والدته |
Ağabeyi, Paolo intikam yemini ederek tepelere kaçtı. Geride kalan tek erkek varis Vito, Babasının Cenazesinde annesine destek oluyordu. | Open Subtitles | أخوة الأكبر باولو أقسم على الانتقام و اختفى فى الجبال تاركاً أخية و أمة وحدهما فى جنازة والدة |
annesine ve kardeşine... üzüldüğünü göstermeden... aralarındaki alışkanlık gereği hiçbir şey belli etmeden. | Open Subtitles | دون أن تُظهر لأمها أو لأخيها الصغير أنها كانت حزينة دون أن تُظهر أي شيء |
Bu kötü haberi annesine benim vermem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | وقد شعرت أنه من واجبي أن أوصل الخبر المحزن لوالدته |
Ve her gün annesine 2 düzine kırmızı gül gönderiyormuş. | Open Subtitles | و يرسل الى امه درزينتين من الزهور الحمراء كل يوم |
Çocukları zaten annesine gönderdi. | Open Subtitles | لقد قامت مُسبقاً بإرسال الأطفال مع أمّها |
annesine bundan hoşlanmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكنني كنت خائفة جدا قالت لوالدتها انها لا ترغب في ذلك |
- Selam, Arnold. Ruth annesine gidiyor uçakla, çocuklar kamptalar, ben yalnızım. | Open Subtitles | روث ستطير الى امها ، الاطفال فى المعسكر وانا وحدى |
annesine ilaç almak için, çalmak zorunda kalan, önemsiz bir hırsız değil. | Open Subtitles | ليس لصّ صغير الذي كان عليه أن يسرق ليدفع ثمن دواء أمّه. |
Kazandığı her kuruşu evinde yalnız yaşayan annesine faturaları ödemesi için göndermiş. | Open Subtitles | أرسل كل سنت حصل عليه للمنزل لأم عازبة ليُساعدها في دفع الفواتير |
Samantha'nın annesine göre Eddie araba hırsızlığından daha fazla işe bulaşmış. | Open Subtitles | حسنا,وفقا لوالدة سامانثا إيدي قد يكون أصبح أكثر من لص سيارات |
Eminim ki annesine geldiğinde Norman Bates de iyi davranıyordur. | Open Subtitles | كان لطيف , على الأقل عندما كان يتعلق الأمر بأمه |
Neden Charles'ın annesine ona ders verdiğinizi bilip bilmediğini sormadınız? | Open Subtitles | لم لم تذهب للأم .. وتتأكد أن تشارلز أخبرها عن تدريسك له؟ |