Emily Annesiyle yaşıyor, benim de üç ev arkadaşım var. | Open Subtitles | "ايميلي" تعيش مع والدتها وأنا لدي 3 رفقاء في السكن |
Washington'da Annesiyle yaşıyor, değil mi? | Open Subtitles | سامارا ، تعيش مع والدتها في واشنطن ، هل هذا صحيح ؟ |
15 yaşında kızım var. Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | إبنه، في الخامسة عشر تعيش مع والدتها |
- Howard Annesiyle yaşıyor ve Raj sarhoş olmadığı sürece kadınlarla konuşamıyor. | Open Subtitles | هوارد يعيش مع والدته وراج لا يمكنه التحدث مع المرأة اذا لم يكن سكران |
Lorenz'in oğlunun odası. Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | إنها غرفة نيل إبن لورينز إنه يعيش مع والدته |
Tyler Donegal, Westchester'da Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | (تايلر دونيجال) يعيش مع والدته في "وستشستر" |
Bak, işte benim oğlum... O burada Cape Town'da Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | أترين إبني هنا, هو يعيش مع أمه |
- Hâlâ Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | لا يزال ماكثا مع أمه. |
Annesiyle yaşıyor ve onu çok sık göremiyorum. | Open Subtitles | تعيش مع والدتها, ولا أراها كثيراً . . |
Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | لا تزال تعيش مع والدتها... |
Teşekkürler. Pekala. Simon hala Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | حسناً، (سايمون) لايزال يعيش مع والدته |
Oğlum Nils Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | ولدي (نيلز) يعيش مع والدته |
Malcolm dul Annesiyle yaşıyor ve babasına ait tek bir hatırası var. | Open Subtitles | (مالكوم) يعيش مع أمه فقط، وذكراه الوحيدة لوالده. |
Annemin yanında çalışıyor ve Annesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | يعمل عند أمي، ويعيش مع أمه. |