Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, araştırmacılar eBay'e beysbol kart reklamları yerleştirdiler. | TED | في دراسة حديثة، وضع الباحثون إعلانات على إي باي لبيع كروت بيسبول. |
Bunu desteklemek amacıyla bazı araştırmacılar, bir yapay zekâ sınıflandırıcı yaptılar. | TED | فلدعم تلك المهمة، ابتدع بعض الباحثون مصنفًا يعتمد على الذكاء الاصطناعي. |
araştırmacılar Bilgi Paradoksu için geniş kapsamlı muhtemel çözümler araştırıyorlar. | TED | بينما يُمحِّص الباحثون نطاقًا واسعًا مِن الحلول المحتملة لمفارقة المعلومات. |
araştırmacılar, belirli bir mekanda genelde küçük bir örneklem kullandığından sonuçları genellemek zordur. | TED | ولأن الباحثين غالبا ما يستخدمون عينة صغيرة في إعدادات معينة، يصعب تعميم نتائجها. |
Onu zaptetmek için, araştırmacılar önce kimin enfekte olduğu hakkında veri toplamalıdır. | TED | من أجل احتوائه، يجب على الباحثين جمع بيانات عن الأشخاص الذين أُصيبوا. |
araştırmacılar oyuncuların gülümseyişlerinin genişliğinden ne kadar uzun yaşayacaklarının tahmin edilebileceğini buldular. | TED | ولقد وجد الباحثون ان مدى ابتسامة الطلاب يمكنها فعلاً ان تحدد مدى حياتهم |
İngiliz araştırmacılar bir kez gülümsemenin beyinde 2000 tane çikolataya eşdeğer seviyede uyarıya sebep olduğunu buldular. | TED | واشار الباحثون البريطانيون ان ابتسامة واحدة يمكنها ان تعادل تحفيز نفسي مريح بنفس ما يقارب اكل 2000 لوح شوكولاته |
araştırmacılar uzun zamandır türler ne kadar akıllı olursa, neocorteks ne kadar büyük olursa, yalancı olmanın o kadar daha olası olduğunu bilmekteler. | TED | الباحثون ادركوا منذ زمن بعيد بأن النوع الأكثر ذكاء، ذات قشرة مخية حديثة أكبر، والاحتمال الأكثر بأن تكون مخادعة. |
Yıllardır, araştırmacılar gerçek rastgele numara üreticisini araştırmaktadırlar. | TED | لسنوات، عمل الباحثون على صنع مولّدات أرقام عشوائية حقيقية. |
araştırmacılar bunu anlamak için vergilerinizden milyarlarca dolar harcıyorlar. | TED | يُنفق الباحثون المليارات من دولارات ضرائبكم محاولين معرفة ذلك. |
Ama zamanla araştırmacılar başka adaylar buldukça liste genişledi. | TED | ولكن بمرور الوقت نمت هذه القائمة لأن الباحثون وجدوا اشكالاً مرشحة أخرى |
Bugün, bir yüz yıl sonra, araştırmacılar nöronları görselleştirmek isterken, onları karartmak yerine içeriden aydınlatıyorlar. | TED | اليوم، وبعد قرن، عندما يريد الباحثون معاينة الخلايا العصبية، فإنهم يضيؤنها من الداخل بدلاً من تعتيمها. |
araştırmacılar 10 yıllık bir süreçte yazılan makaleleri incelediler ve yüzlercesinin reddedilmesi gerekiyor. | TED | درس الباحثون أبحاثا منذ أكثر من عشرة أعوام والمئات من الأبحاث كان يجب التخلص منها. |
Ama sonraki aralıkta araştırmacılar, soğuk havayı kapattığında; cıvık mantar soğuk havanın tekrar gelme ihtimaline karşı yavaşladı. | TED | بِغض النظر، في التجربة التي تَلَتها لم يقم الباحثون بتشغيل الهواء البارد فقام العفن بإبطاء نموه متوقعاً حدوث ذلك. |
Tokyo'daki araştırmacılar bunu arabalarda potansiyel hırsızlık önleme aracı olarak kullanıyorlar. | TED | يستخدم الباحثون هذه الخاصية في طوكيو كجهاز كامن ضد السرقة في السيارات |
Son yıllarda araştırmacılar, fakir insanlara nakit para verildiğinde, ortaya neyin çıkacağı üzerinde çalışıyorlar. | TED | في السنوات القليلة الماضية، عكف الباحثون على دراسة مالذي يمكن أن يحصل إذا أعطينا المال نقدا للناس. |
Ayrıca, keşfedilen başka bir şey de bir çok araştırmacılar tarafından Emory ve Davis ve başka yerlerde, merhamet bağışıklık sistemimizi geliştirir. | TED | وهو شيء تم اكتشافه من قبل العديد من الباحثين في جامعة أموري في منطقة دافيس .. ان التعاطف يقوي جهاز المناعة |
Dolayısıyla bu kaynağı yaratmış olmamız o araştırmacılar için çok önemli. | TED | لذا فإنه من المهم جداً لهؤلاء الباحثين أننا قمنا ببناء هذه الأداة. |
Bu odada, konum verilerinin muazzam veri tabanına sahibiz ki araştırmacılar gerçekten, gerçekten çok severdi. | TED | في هذه الغرفة لدينا كم هائل من هذه البيانات الموقعيه هؤلاء الباحثين يودون فعلاً ذلك |
- 25 yıl kadar oldu ve diğer araştırmacılar genel olarak doğruladı. | Open Subtitles | إنها متواجدة منذ 25 عام، و تم تدعيمها كثيراً بواسطة باحثين آخرين. |
Pek çok şeyi düşündük, Afrika Enstitüleri ve araştırmacıları, uluslararası araştırmacılar ile yaptıkları çalışmalarda durumun böyle olmadığını gösterdi. | TED | كثير من معتقداتنا تم نفيها من خلال أبحاث جيدة قام بها باحثون و مؤسسات إفريقية بالتعاون مع مؤسسات عالمية |
Demek istediğim, ben sadece yangını söndürürüm. Nasılına, nedenine araştırmacılar bakar. | Open Subtitles | لا يا رجل, نحن فقط نخمد النيران و المحققون يتولون الباقي |
Yani Ekman ve diğer araştırmacılar haklıysa belli ifadeleri evrensel kılan şey ne? | TED | إن كان أيكمان والباحثون الآخرون على صواب، فما الذي يجعل بعض التعبيرات كونية؟ |
Bu sonuçlar ortaya çıktığından beri dünyanın her yerinden politikacılar, eğitimciler, araştırmacılar bu sistemin başarısının arkasında ne olduğunu anlamaya çalıştılar. | TED | ومنذ الإعلان عن تلك النتائج، حاول صناع القرار والمدرسين والباحثين من جميع أنحاء العالم معرفة ما السر وراء نجاح تلك الأنظمة. |
Bu genom verileri şu anda tüm dünyaya açık erişimli bir veri bankasında bulunabilir ve bu tedavi arayan araştırmacılar için büyük bir iyilik. | TED | يمكن إيجاد بيانات هذا الجينوم في بنوك معلومات مفتوحة عبر العالم و هذا يعتبر بمثابة نعمة كبيرة بالنسبة للباحثين الذين يحاولون إيجاد العلاجات المناسبة. |