Buna paralel olarak yaratıcılığın nasıl işlediğini ve yeniliği tetikleyen şeyi araştırmak için çok sayıda yeni araçlarımız var. | TED | بالتوازي، لدينا الكثير من الأدوات، أدوات جديدة الآن لدراسة كيف يعمل الإبداع وما هو الذي يشجع على الابتكار. |
Seymour, 60'lı yıllarda CalTech'de genler ve davranışlar arasındaki ilişkileri araştırmak için meyve sineğini ilk defa model organizma olarak kullanan kişidir. | TED | سيمور هو أول من استخدم ذبابة الفاكهة في الستينات الميلادية بإعتبارها النموذج الحي في معهد كاليفورنيا للتكنلوجيا لدراسة العلاقة بين الجينات والسلوك |
Yarın sabah Cleo Eller'ın cinayetini araştırmak için özel bir birimin kurulduğunu açıklayacağım. | Open Subtitles | سأعلن صباح الغد عن تشكيلة الوحدة الخاصة للتحقيق في جريمة قتل كليو إللر |
Platform, cinayet mahalli ama cinayeti araştırmak için izne ihtiyacımız var. | Open Subtitles | المنصّة تعتبر مسرح الجريمة، ولكننا بحاجة للوصول إليها للتحقيق في الجريمة |
Ama ipucu araştırmak için ayrılmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | لكن ألا تعتقدون بأنها فكرةً صائبة إذا انقسمنا للبحث عن الدلائل؟ |
Biyofloresanı araştırmak için geceleri yüzüyoruz. | TED | لدراسة الإضاءة الحيوية، فنحن نغطس فى الليل. |
Güneş sistemimizdeki uzak dünyaları araştırmak için bir süredir robotları kullanıyorduk. | TED | نحن نستخدم الآليين لدراسة عوالم بعيدة في نظامنا الشمسي منذ فترة من الوقت. |
Şu an, gezegenimizin bilinmeyen yaşam formlarını araştırmak için bugüne kadarki en heyecan veren an. | TED | هذه هي بصراحة الفترة الأكثر إثارة على الإطلاق لدراسة أشكال الحياة غير المعروفة على كوكبنا. |
uzakta. Birçoklarının dediğine göre iklim değişikliğinin tarihini araştırmak için dünya üzerindeki en iyi yer. | TED | وهو افضل مكان بحسب قول العلماء لدراسة تاريخ التغير المناخي |
Şimdi doğal değişkenliği araştırmak için birçok yolumuz var. | TED | والآن، نحن نملك العديد من الطرق لدراسة التقلبات الطبيعية. |
Bir kaç ay önce onları araştırmak için veritabanımızı kullanmışsın. | Open Subtitles | لقد استعملت قاعدة بياناتنا للتحقيق في أمرهم قبل عدة شهور |
Başka bir ölümü araştırmak için değildi. Onu canlı haldeyken görmek istemiştim. | Open Subtitles | لم أكن هنا للتحقيق في وفاة أخرى، أردت رؤيته عندما كان حيًا. |
Ben, cinsel ve cinsiyete dayalı suçlara odaklı olarak Yezidilere yapılan zulmü araştırmak için gönderildim. | TED | أُرسلت للتحقيق في الفظائع المرتكبة في حق اليزيديين، مع التركيز على الجنس والجرائم القائمة على نوع الجنس. |
Söz konusu parçacıkları araştırmak için kuzey kutbu dairesine şahsen keşfe gittim. | Open Subtitles | أنا قدت بعثة إلى القطب الشمالي للبحث عن هذه الأقطاب |
Alternatif öğretme yöntemlerini araştırmak için elimden geleni yaptım, ama yapabileceğim şeyler sınırlı. | Open Subtitles | انت تعلم, لقد فعلت ما بوسعى للبحث عن وسائل تعليم بديلة لكن يوجد القليل مما اقدر على فعله |
Bombalamadan etkilenen Amerikalıları araştırmak için gönderildim. | Open Subtitles | تم إرسالى للبحث عن الأمريكيين المتضررين بالحادث |
Tom Elder'ı yeterince tanıdığından beni araştırmak için yolladı. | Open Subtitles | هو يعرف الكثير عن توم ، الامر الذي دعاني للبحث في الامر |
Bir tavşanı araştırmak için mi askeri üsse kaçak giriş yaptık? | Open Subtitles | هل قمنا بإقتحام قاعدة عسكرية تواً للتحقيق بشأن الأرنب؟ |
Hemen bir arama bülteni çıkartın, evini araştırmak için de izin alın. | Open Subtitles | ابعث تعميماً للبحث ، واجلب مذكّرة لتفتيش بيته |
araştırmak için çok fazla veri var. | Open Subtitles | ثمّة كثيرٌ من المعلومات للتدقيق فيها. |
Kurbanımız Arnavutluk'a, Amerika'da iş vaadiyle kandırılan ve bir daha haber alınamayan kızları araştırmak için gitmiş | Open Subtitles | و ضحيتنا ذهبت لألبانيا لتحقق في تهم أن فتيات كن يوعدن بعمل الأحلام في الولايات المتحدة |
Doğrusu, araştırmak için sebepleri de var. | Open Subtitles | ولأكون صادقا معك الرجل تساوره بعض الشكوك |
araştırmak için, etrafta dolanıp duruyor. | Open Subtitles | ، ومن أجل التحقيق إنّه يمصّ الدماء الآن |