Onu katlayacağız ve uzay aracının içinde taşıyacağız. | TED | حسناً سوف نطويها .. وننقلها بواسطة مركبة فضائية |
Evet, Efendim. İlk düşman aracının içine silahımızı kilitledik. | Open Subtitles | نصوّب إلى الإحداثيات داخل مركبة العدوّ الأولى |
Uzay aracının o boşluklardan geçmeye çalışırken hayatta kalmasının imkanı yoktu. | Open Subtitles | بلا جدال أن المركبة لن تنجو من المرور خلال تلك الفجوة |
EB: Şimdi uzay aracının aslında paraşütten ne zaman kurtulması gerekeceğine karar vermesi gerekiyor. | TED | و الآن سيتوجب على المركبة أن تقرر متى ستتخلص من المظلة |
O aracının kim olduğunu bilmeliyiz ve onu bulmak için de yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نريد أن نعرف من كان ذاك الوسيط و نريدك أن تساعدنا في إيجاده |
Askeri insansız hava aracının New York üzerinde uçup bir adamı öldürmesi imkansız. | Open Subtitles | من المُستحيل أنّ طائرة عسكريّة بدون طيّار ستُحلّق فوق مدينة (نيويورك) وتقتل رجلاً. |
2012'de Curiosity Lander'ın iniş elipsi sadece 6 km kalınlığında ve 19 km uzunluğundaydı, Viking aracının alanından 200 kat daha küçük bir alan. | TED | وفي سنة 2012، إهليلج الهبوط لمركبة كيوريوسيتي لاندر كان بمساحة 6 * 19 كيلومتر فقط أي أقل 200 مرة من المساحة في هبوط فايكنج. |
Uzay aracının giriş sonrası hızı ne olacak? | TED | ما هي سرعة المسبار عند دخول الغلاف الجوي؟ |
aracının yardımcılarından biriydi. | Open Subtitles | كان أحد مُساعدى السمسار |
Yıldızlar arası seyahat edecek bir uzay aracının maliyeti çok fazla olacaktır. | Open Subtitles | تكلفة تشييد مركبة فضائيه للسفر بين النجوم سوف تكون ضخمة للغايه |
O yüzden yedek var mı diye Aruna kaçış aracının içine bir göz atacağım. | Open Subtitles | لذا سوف ألقي نظرة على مركبة هروب الأرونا لأتفقد وجود بعض قطع الغيار |
O yüzden yedek var mı diye Aruna kaçış aracının içine bir göz atacağım. | Open Subtitles | لذا سوف ألقي نظرة على مركبة هروب الأرونا لأتفقد وجود بعض قطع الغيار |
Bir uzay aracının hemen yanında durduğumuza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق انك تستطيع مجرد الوقوف بجانب مركبة فضائية. |
Problem şu, uçak Mars'a uçmayacak onu bir uzay aracının içine koyup Mars'a göndereceğiz. | TED | المشكلة أننا لا يُمكننا التحليق مباشرة إلى المريخ ! إنما علينا وضع الطائرة في مركبة فضائية ومن ثم نرسلها إلى المريخ |
Vücutları yabancı uzay aracının içinde bulduk. | Open Subtitles | وَجدنَا الأجسامَ على متن المركبة الفضائيةِ غريبة. |
Bütün personel, acil-kurtarma aracının kalkış alanına gitsin. | Open Subtitles | لجميع العاملين إعلان حالة الطواريء وإطلاق المركبة |
Ayrıca bildiğim kadarıyla oraya vardıklarında kredi kartınla birlikte aracının yanında olman gerek. | Open Subtitles | بالإضافة،كما فهمت فإنه سيتوجب عليك أن تقف هناك بجانب المركبة حاملا بطاقتك عندما يصلوا |
Şimdi birçok bilim insanı gelişmiş bir uzay aracının iki dünya arasında doğrudan bir bağlantı oluşturabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | العديد من العلماء يشتبهون الآن في المركبة الفضائية المتقدمة قريبًا ستشكّل رابطً مباشرةً بين العالمين. |
Yaşlı akrabalarımızı taşıyan servis aracının sesi. | Open Subtitles | ها قد وصلت المركبة التي تحمل أقاربنا من كبار السِن |
Virüsü alan kişilerin ve bu aracının kimliklerinin kim olduklarını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم من هم وإلقاء القبض عليهم مع الوسيط. |
İnsansız hava aracının kendizi. | Open Subtitles | الطائرة بدون طيّار نفسها. |
Ateşleme gerçekleşti. Ve NASA'nın "Kırlangıç" sonda uzay aracının kalkışı gerçekleşti. | Open Subtitles | (حصل إقلاع لمركبة (سويفت (الفضائيّة التابعة لـ(ناسا |
İniş aracının bir kepçeyle donanmış sağlam bir robot kolu var. | Open Subtitles | المسبار لديه ذراع روبوتية قوية مجهزة بمجرفة |
- aracının ismi sahte çıktı. | Open Subtitles | واتضّح بأنّ اسم السمسار مزيّف |
Kaçış aracının lastiğinin izi olma olasılığı var. | Open Subtitles | أو سيارات الشرطة بمكان الحادث من الممكن أن تكون الآثار هي لسيارة الفرار |