| Amerikalı aradığı zaman harekete geçiyoruz. | Open Subtitles | عندما يتصل الامريكي مع مكان الشاحنة ، انت تتحرك |
| aradığı zaman konuştuğu şeyler bunlardı. | Open Subtitles | هذا ما كان يتحدث عنه عندما يتصل بي |
| aradığı zaman sana iletirim. | Open Subtitles | حَسناً، أنا سَأعلمك عندما يتصل بك |
| Geçen gece yemeğe geldiğinde Chris aradığı zaman neden gitmedin? | Open Subtitles | في الليلة الماضية عندما جئتنا للعشاء لم لم تغادر عندما اتصل بي كريس؟ |
| aradığı zaman postaneye gidiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت فى طريقى لمكتب البريد عندما اتصل بى |
| Belli ki, aradığı zaman, West'i ciddiye almalıymışız. | Open Subtitles | من الواضح اننا قمنا باخذ (وست) جديا عندما اتصل بنا |
| aradığı zaman sana da haber veririm. | Open Subtitles | و عندما يتصل بي سأُعلمك |
| Ralph Amcan aradığı zaman, soru sormayız. | Open Subtitles | عندما يتصل عمك (رالف)، لا أطرح عليه الأسئلة. |
| Yani evet, Jeremy aradığı zaman geri gelirim. | Open Subtitles | لذا نعم , عندما اتصل (جيربي) أنا عدت |