aradığın zaman o benim evimdeydi. | Open Subtitles | . لكنك لم تعلم انها كانت بمنزلى ليلة امس عندما اتصلت بى |
aradığın zaman herşeyi getiricem ve koşarak gelicem. | Open Subtitles | عندما اتصلت, أنا ألقيت كل شيء وأتيت إليك ركضا |
Madrid ofisini aradığın zaman ellerinde kan vardı. | Open Subtitles | عندما اتصلت بمكتب مدريد أتتك دماء على يدك |
Bir daha aradığın zaman daha az parayı kabul edeceğini söyle. | Open Subtitles | 'قل انك ستقبل أقل من ذلك المرة القادمه عندما تتصل به' |
Evi aradığın zaman kendin söylersin. | Open Subtitles | عندما تتصل بالمنزل في المرة القادمة أخبرها بذلك |
Evet ama yalnızca sen aradığın zaman. | Open Subtitles | - كل يوم, دائما. - لكن عندما تتصل انت فقط. |