Artık etrafında dolaşıp seni aramayacağım. | Open Subtitles | . أنا لن أقترب منكِ أو أتصل بكِ بعد الآن |
Sonra zaman geçecek ve ben aramayacağım. O da böylece durumu anlayacak. | Open Subtitles | ثم سيمر الوقت، ولن أتصل وهي ستفهم الفكرة |
Hastaneyi aramayacağım çünkü ararsam biliyorum ki, dersini almamış olacaksın. | Open Subtitles | أنا لن أتصل بالمستشفى لأنك لن تتعلم أي شيء إذا فعلت |
Ama bilmeni istiyorum ki, eğer o kapıdan çıkıp gidersem Ken, bir daha aramayacağım. | Open Subtitles | ولكن أريدك أن تعرف .. أنني إن خرجت من ذلك الباب كين, أنا لن أتصل بك بعدها |
Onu aramayacağım. Sakin davranacağım. | Open Subtitles | انا لن اتصل به انا فقط سوف اتظاهر بالهدوء |
Hiç aramayacağım zaten. Bir şey olma olasılığı ne ki? Sıfır. | Open Subtitles | لن أتصل أبداً احتمالات التعرض لضرر منعدمة |
Arkamdan kötü konuşsun istemiyorum o yüzden onu bir daha aramayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، لا أرغب في أن أظهر بالرجل السيئ لذا لن أتصل بها مجدداً |
Seni partiye sokmak için eski kız arkadaşımı aramayacağım. | Open Subtitles | لن أتصل بخليلتي السابقة لكي أُدخلكَ إلى حفلة |
Doğal afet olmadığı sürece seni aramayacağım, hatta belki o zaman bile aramam. | Open Subtitles | لن أتصل بك إلا إن حدثت كارثة طبيعية عندها قد لاأتصل بك حتى, حسناً؟ |
Avukatımı veya barmenimi aramayacağım. | Open Subtitles | لن أتصل بالمحامى أو بساقى الحانة |
Onu ben aramayacağım. Bu, meseleyi karıştırmaktan başka işe yaramaz. | Open Subtitles | لن أتصل به, فهذا سيسبب ربكة في القضية |
Fakat eğer uğrarsan, seni aramayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | لكن إن أتيتي هنا لن أتصل لك , حسناً ؟ |
Çünkü eğer bunu söylersen... seni bir daha aramayacağım... ve hayatında olmayacağım. | Open Subtitles | ... لأنك إذا قلت هذا ... لن أتصل بك و لن أكون فى حياتك |
Hiç aramadın. Bu, aramayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | ذلك لا يعني أنني لن أتصل مطلقاً |
Muhtemelen... aramayacağım bile. | Open Subtitles | أنا على الأرجح... على الأرجح لن أتصل بها على الأطلاق |
Benim için ertesi gün aramayacağım bir düşüş kırıcısı değildin. | Open Subtitles | لن تكوني " عاهرتي القبيحه " إن لم أتصل بكِ في اليوم التالي |
- Onu aramayacağım. - Arama o zaman. | Open Subtitles | إنني لا أتصل به إذاً لا تقم بذلك |
Bak, seni aramayacağım. Kapına gelmeyeceğim. | Open Subtitles | أسمعي، لن أتصل بكِ ولن أتي إلى منزلكِ |
Şerifi aramayacağım, senin nerede olduğunu onlara söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أتصل بالمأمور ولن أخبرهم أين ذهبت |
Onu aramayacağım özür dilemek için bana ulaşmaya çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | لن اتصل بها لكنها ربما تحاول الاتصال بي لتخبرني انها اسفة |
Tamam eğer bir daha öyle kaybolursan seni aramayacağım. | Open Subtitles | أنا أقول , أنك إن إختفيت هكذا ثانية لن أبحث عنك |
Sen delirdin diye kazâzedeleri aramayacağım. | Open Subtitles | لن أتّصل بضحايا الحادث لأنكَ فقدت عقلك |
Olmaz, anneme fotoğrafını da yollamayacağım Toronto'da hangi barda çalıştığını öğrenmek için de aramayacağım. | Open Subtitles | كلا.. أنا لن أرسل لأمي صورتك و لن أكلمها لأعرف في أي حانة |
Yemin ediyorum, dediğimi yaparsan seni bir daha asla aramayacağım. | Open Subtitles | أعدِك، لو فعلتِ هذا، لن أهاتفكِ ثانية أبدًا |