Eğer aramazsan, o zaman her şeyin iyi gittiğini anlayacağım. | Open Subtitles | ان لم تتصل فسوف أعلم بأن كل شيء كما يرام |
Sana izin veremem. Eğer onu aramazsan ben ararım. | Open Subtitles | لن أسمح لك بذلك، إن لم تتصل به، سأتصل أنا |
Öğlene kadar beni aramazsan, uçağa atlayıp, yanına geleceğiz. | Open Subtitles | لذا، فإن لم تتصل بي بعد الظهر فسنأخذ طائرة و نلحق بك |
aramazsan İç Güvenlik Bakanlığı'ndaki patronumdan telefon alacaksın. | Open Subtitles | لا تفعلين ذلك، أنتِ ستسمعين من رئيسي ذلك في مكتب الأمن الوطني |
Angela'yı aramazsan gerçekten... minnettar olurum. | Open Subtitles | .. تعلم .. أنا فعلاً أقدر بأنك لم تتصل بانجيلا |
Bu aklı karışık iki çılgını aramazsan, ben arayacağım. | Open Subtitles | إن لم تتصل بهذان الطفلان المعقدان المجنونان ، فسأفعل |
Eğer beni hemen aramazsan seni kayıp olarak ihbar ederim ve emin ol, hiç hoşuna gitmez. | Open Subtitles | إن لم تتصل بي الآن، سأبلغ الشرطة عنك كشخص مفقود ولن يعجبك هذا |
Bir saate aramazsan arabama biner sana kişisel olarak karşılık vermek için başkente gelirim! | Open Subtitles | إذا لم تتصل بي خلال ساعة سأكون في سيارتي متجهاً للعاصمة, حيث أنني سأقوم بضربك شخصياً |
General'i aramazsan, ölüden farkın kalmayacak. | Open Subtitles | إن لم تتصل باللواء، فأنت في عداد الموتى |
Sen aramazsan ben arayacağım. | Open Subtitles | ان لم تتصل بها انت انا من سيتصل بها |
Hiç aramazsan ne düşünür? | Open Subtitles | و ماذا سيعتقدوا إذ لم تتصل بهم؟ |
Çok sayıda hap yutmuş... ve onu aramazsan kendini öldürecekmiş. | Open Subtitles | وستقتل نفسها إن لم تتصل بها |
Eğer beni aramazsan Dashell'a anlatırım. | Open Subtitles | إن لم تتصل سأخبر داشيل |
Sadece aramazsan endişelenirim. | Open Subtitles | سوف اخاف فقط إذا لم تتصل |
Onları sen aramazsan ben ararım Danny. | Open Subtitles | داني ان لم تتصل بهم فسأفعل |