Evet birazdan Stenberg'i arayıp ona, yanımda bir bayan olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، سأتصل فقط بستيمبرج و أخبره أنه سيكون معي سيدة |
Bir adam arayıp işsiz olduğumu bildiğini, ve kamyon sürüp süremeyeceğimi sordu. | Open Subtitles | . اتصل بيّ رجل ، يعرف أنني عاطل طلب مني قيادة شاحنته |
Bilim Dergisini arayıp kapağı senin için bekletmelerini söyleyeyim mi? | Open Subtitles | هل أتصل بمجلة العلوم و أخبرهم أن يحجزوا الغلاف الرئيسي؟ |
sonra okur müdürü beni arayıp iki aydır okula gitmediği söyledi. | Open Subtitles | ثم اتصلت مديرته وأخبرتني بأنه لم يأت الى المدرسة منذ شهرين. |
Müdürden patronu arayıp bir haber var mı diye sormasını istedik. | Open Subtitles | اطلب من المدير الاتصال بالرئيس ويرئ اذا كانت هناك اى اخبار |
Seviyorum. Cheryl: Aimee oraya gittiğinde pist ve sahaya meraklı olduğunun farkına vardı, bu yüzden birilerini arayıp, bunu araştırmaya başladı. | TED | أنا أحبها. شريل: عندما ذهبت ايمي هناك، قررت ولأنها نوعاً ما فضولية بخصوص سباقات المضمار أن تتصل بأحد وتسأله عن ذلك. |
Hayır, sadece yemek şirketini arayıp, bir kişinin eksik olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | لا, أستطيع الإتصال بمتعهدي الطعام والقول أن هناك شخصا لن يحضر. |
Ben evdeyken beni arayıp bir şeyler satmaya çalışan insanlardan nefret ederim. | Open Subtitles | أكره ذلك حينما يتصل الناس بى فى المنزل ويحاولوا بيع المواد لى |
Evet birazdan Stenberg'i arayıp ona, yanımda bir bayan olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، سأتصل فقط بستيمبرج و أخبره أنه سيكون معي سيدة |
Ben güvenli hattan Shenoy efendimi arayıp, sana bilgi vereceğim. | Open Subtitles | سأتحدث إلى سيد شينوي على خط آمن وبعدها سأتصل بك |
Sekiz gün önce geldi. - Igor evimden arayıp bana bildirdi. | Open Subtitles | . لقد وصل منذ ثمانيه ايام ايجور اتصل بى فى المنزل |
Bir cinayet masası dedektifi Weiss'i arayıp, okul kayıtlarını sormuş. | Open Subtitles | احد محققي جرائم القتل اتصل بفايس يسأل عن السجلات المدرسية |
Ne öneriyorsun, onu arayıp... öğlen yemeğine mi davet edeyim? | Open Subtitles | , ما الذي تقترح فعله أتصل بها و أدعوها للغداء؟ |
Onu arayıp onu ve birkaç arkadaşını daha buraya çağıracağım, anlarsın ya? | Open Subtitles | سوف أتصل بها، هي و اثنتان من صديقاتها هل تفهم ما أريد؟ |
Ortaya çıktım çünkü annen arayıp sorunların olduğunu söyledi. Ne? ! | Open Subtitles | ظهرت ، لأنّ أمك قد اتصلت و قالت أنّك في مشكلة |
Onu arayıp polislerin burada olduğunu söylediğimde hemen telefonu kapattı. | Open Subtitles | عندما اتصلت به وأخبرته أن الشرطة هنا، اقفل السماعة فورا |
Tanrıya şükürler olsun ki evdesin. Bütün gün seni arayıp durdum. | Open Subtitles | حمدا لله أنك في البيت كنت أحاول الاتصال بكِ طول اليوم |
Bir hafta aramadı. Ben arayıp "Nasıl gidiyor?" diye sordum. | Open Subtitles | و لم تتصل بعدها لأسبوع كامل لذا إتصلت و قلت: |
Numarayı almak için gelmiştim, böylece arayıp şahit olduğumu söyleyecektim. | Open Subtitles | جئتُ لأخذ الرقم يمكنني الإتصال بهم وأقول بأنني احد الشهود |
arayıp duruyor. Seni TV'de görmüş ve seninle konuşmak istiyor. Ona iş yeri numaranı verdim ama telefonu bağlamadıklarını söylüyor. | Open Subtitles | ما زال يتصل لقد شاهدك على التلفاز و يريد التحدث معك و هو يتصل برقمك و لكنهم لا يصلوه بك |
Biri eyaleti arayıp ihbarda bulunmuş bina da asbest varmış. | Open Subtitles | شخص ما إتصل بالولايه و أبلغ أن المبني ملئ بها |
Tamam, belki taksi şirketini arayıp T-Bag'i nereye gittiğini öğrenebiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، أنصت ، ربما يمكننا أن نتصل بشركة التاكسي |
- Annemi arayıp karını arayıp, Fairmont'a uğrayacağını mı söyledin? | Open Subtitles | أذا أتصلت بأمي زوجتك, وأخبرتها أنك ستتوقف عند محطة فيرمونت؟ |
Sana net bir şekilde arayıp teyit et dememiş miydim? | Open Subtitles | ألم أقل لك بوضوح أن تتصلي و تأكدى الامر ؟ |
Benim hatunu arayıp, sahte mesaj bırakırsan, iş aradığımı düşünür. | Open Subtitles | .. أيمكنك أن تتصل بمنزلى .. و تترك رسالة مزيفة لتعتقد زوجتى أننى أبحث عن وظيفة ؟ |
arayıp bana tekrar kullanmaya başladığı için Eddie'yi tedavi merkezine götüreceğini anlatacak. | Open Subtitles | ستتصل لتقول لي بأنها ستأخذ ايدي لمصح التاهيل لأنه بدأ يتعاطى ثانيةً |