İlettim. Sanırım Başkan kendini kurtardığı gibi sizi arayacaktır. | Open Subtitles | بلى فعلت ، وانا واثقة انه سيتصل بك عندما ينتهى |
Bir milyon dolar istiyor Dave, eminim bizi arayacaktır. | Open Subtitles | انه يريد مليون دولار،ديف أنا واثق من أنه سيتصل بنا |
Artık serbest olduğuna göre ele geçireceği yeni bir çocuk arayacaktır. | Open Subtitles | وبما أنه طليق الآن، سيبحث عن طفل آخر ليستحوذ على جسده |
Eminim hazır olduğunda beni arayacaktır. | Open Subtitles | انا متأكد انها ستتصل بي عندما تكون جاهزة. |
Polisler bu arabayı arayacaktır. Ondan kurtulmalıyım. | Open Subtitles | الشرطة ستبحث عن هذه السيارة يجب أن أتخلص منها |
Ofisim duruşmanın tarihini hatırlatmak için seni arayacaktır. | Open Subtitles | مكتبي سَيَتّصلُ بك لتَذكيرك موعدِ جلستكَ. |
- Pekâlâ. Arayacağım dediyse arayacaktır. | Open Subtitles | حسناً، إذا قال أنه سيتصل فسيتصل. |
Bebek ve anne iyileştiğinde hastaneden biri sizi arayacaktır. | Open Subtitles | سيتصل الطبي فالمركز ، بخير كلاهما والطفل الأم تكون عندما |
Bizi tekrar arayacaktır. Tabi sonra da polisi. | Open Subtitles | سيتصل بنا ثانية وبعدها سيُبلغ الشرطة |
Ofisim, duruşmanın tarihini hatırlatmak için seni arayacaktır. | Open Subtitles | مكتبي سيتصل بك لتذكيرك بموعد جلستك |
Fakat bağımsız bir kaynak, Palmer'ın Los Angeles'ta kardeşini ziyaret etmekte olduğunu doğruladı. Bill, ihtiyacı olursa bizi arayacaktır, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | بيل سيتصل إذا احتاجنا تعرفين هذا |
Fakat bağımsız bir kaynak, Palmer'ın Los Angeles'ta kardeşini ziyaret etmekte olduğunu doğruladı. Bill, ihtiyacı olursa bizi arayacaktır, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | بيل سيتصل إذا احتاجنا تعرفين هذا |
O zaman bizi ayrılırken görürse arayacaktır. | Open Subtitles | عندها سيتصل بنا عندما يرانا مغادرين |
Arkadaşlık, barış için düşkünleştikçe bunu her yerde arayacaktır. | Open Subtitles | سيتحرق للصُحبة, للسلام، سيبحث في كل مكان. |
- Beslenmek için. Ortaya çıkar çıkmaz bir kurban arayacaktır. Kurban bulmaması konusunda emin olmalıyız. | Open Subtitles | قبل الظهور, سيبحث عن ضحيته وعلينا القضاء عليه قبل الحصول علي واحد |
Artık ikiz olduklarını bildiklerine göre biri diğerini arayacaktır. | Open Subtitles | الآن كلاهما أصبح يعرف أن لديه أخ توأم فحتما سيبحث أحدهما عن الآخر |
Eminim konuşmaya hazır olduğunda seni arayacaktır. | Open Subtitles | واثقة أنها ستتصل بك عندما تكون جاهزة للحديث |
Amelia aradığında, ki arayacaktır yardım talep etmediği sürece onunla pek konuşmayacaksınız. | Open Subtitles | عندما ستتصل اميليا وسوف تتصل .. مالم تريد ان تتعافى . لاتذهبون أليها |
Eğer sana ihtiyacı olursa arayacaktır | Open Subtitles | وذلك سيكون كل شيئ لو احتاجتك , ستتصل بك |
Ayrıca parola gerekmeyecek, mikrofon takmayacağız çünkü üstünü arayacaktır. | Open Subtitles | وأنت لا تحتاج إلى كلمة مرور ولن يتم وضع جهاز للتنصت على حديثكم على جسدك لإنها ستبحث عن ذلك الأمر |
Merak etme tatlım, o telefonlardan birini arayacaktır. | Open Subtitles | لاتقلق، عسل، هو سَيَتّصلُ على أحد تلك الهواتفِ. |
Eğer seni görmek isterse, seni arayacaktır. | Open Subtitles | إن أراد هو أن يراكِ، فسيتصل بك |
Ama arayacaktır mutlaka. | Open Subtitles | لكنّه سيتّصل مع ذلك |
- Bu benim fırsatım. Beni arayacaktır. | Open Subtitles | هذهِ فرصتي, وسوف يبحثُ عني |
Eminim ki olaydan dolayı çok üzgündür ve kadını telefonla arayacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنّه سيشعر بالأسف لما فعله هذه الليلة وسيتصل بها ليعتذر منها |
Ama Princesa yalnızca bir kız, hanımefendi. Annesini arayacaktır. | Open Subtitles | لكن الاميرة مجرد فتاة مدام سوف تتصل بأمها |
İlk fırsatta seni arayacaktır eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه سيعاود الاتصال بك في أول فرصة تسنح له |