Şey, belki, beni sürüklemeğe geldiğinde, çaresizlik içinde, mızrağı arenaya getirdi. | Open Subtitles | ربما حينما جاء ليسحبني في وضع استماتة أحضر الرمح إلى الحلبة |
Dagur ejderhalar birbirlerine saldırsın diye arenaya ejderha kökü koymuş. | Open Subtitles | داغر وضع جذر التنين في الحلبة لذلك فالتنانين تهاجم بعضها |
Bazı tarihçiler, koca bir su kemerinin arenaya çevrildiğine inanıyorlar. | TED | يعتقد بعض المؤرخون إنه تم تحويل قناة مائية ضخمة إلى الحلبة. |
Güzelsin, ama siyasi arenaya atılmadan önce iyi düşün. | Open Subtitles | أنت جميلة جداً ، ولكن فكرى مرتين قبل دخول الساحة السياسية |
arenaya hoş geldin, kızım. Haydi sana büyük bir şey bulalım. | Open Subtitles | مرحبا بك في الساحة يا فتاة دعينا نحصل لك على شيء كبير |
Neden silahı arenaya getirip... boğaya sıkmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تحضره معك للحلبة وتقتل الوَحش برصاصة |
Yukarıdan, şuradan... beyaz bez arenaya atılacak. | Open Subtitles | و من أعلى هناك سيلقى القماش الابيض الى الحلبة |
Adı bilinmeyen bu çaylak Sultan arenaya korku salıyor. | Open Subtitles | المبتدئ المجهول سلطان خلق رعبا في الحلبة |
Fakat dün, neredeyse bir trajedi yaşıyorduk ve yarın, boğaların erkenden arenaya gönderilmesi gerekiyor ve sanırım herkes bir süre serbest kalacak. | Open Subtitles | لكن بالأمس كدنا نتعرض لمأساة وغداً يجب أن يرسل الثيران إلى الحلبة مبكراً وأعتقد الجميع يحتاج لوقت استراحة |
Ben epeyce bir yol katedinceye kadar beklemiş, arenaya çıkmış olmalı, boğayla tahminen saat 17:00'de karşılaşmış, belki de 17:30. | Open Subtitles | كان يجب أن ينتظر حتى أكون في طريقي ودخل الحلبة ربما أقول أنه واجه الثور الساعة 5: |
O, oğlunun daha fazla incinmesini önlemek için arenaya girdi, ve yaşamını yitirdi. | Open Subtitles | لقد دخل الحلبة لإنقاذ ابنه من اصابة أخرى وفقد حياته |
arenaya girmesine izin verilen tek muhabirden haber alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتابع التطورات الحية من المراسل الوحيد المسموح له بالتواجد داخل الحلبة |
Bir sonraki kurban lütfen arenaya çıkabilir mi? | Open Subtitles | هل ستتقدّم الضحيّة التالية إلى الحلبة في هذا الوقت؟ |
Kardeşlerini öldürmek için arenaya çıktığın zamanki gibi. | Open Subtitles | كما فعلت ووقفت في الحلبة.. لتقاتل أخوتك. |
arenaya atılacağımızı haber verdi. | Open Subtitles | أرسلت لي خطاباً بأننا كنا سنرمى في الساحة |
Ama Amon'un arenaya yaptığı saldırı karşısında güçsüz kaldı. | Open Subtitles | ولكنها كانت معدومة القوى لكى توقف . هجوم آمون على الساحة |
Babamın politik arenaya daha kolay girmesini sağlıyor. | Open Subtitles | ـ ذلك يُمنحه فرصة أفضل .للوصول إلى الساحة السياسية |
Dagur arenaya ejderha kökü koymuş ki ejderhalar birbirlerine saldırsın. | Open Subtitles | وضع داغر جذر التنين في الساحة التنانين سوف تهاجم بعضها البعض |
Bir kazaymış gibi görünmesini sağladı, sanki baban bir boğayı öldürmek için arenaya çıkmış gibi gösterdi, fakat tam bir cinayetti. | Open Subtitles | رتب الأمر ليبدو حادثة كما لو أن والدك ذهب للحلبة لكنها كانت جريمة طوال الوقت |
- Neden? Françoise asla arenaya çıkmamalı. | Open Subtitles | لا يجب على فرنسوا الركوب للحلبة من أجل افتتاح مصارعة ثيران ، لا تستطيع |
Hayvanlardan bazıları karşılaşmadan 48 saat önce karanlık bir yere kapatılıyor, ve aydınlık arenaya çıktıklarında hiçbir şey göremiyorlar. | Open Subtitles | وتوضع بعض الحيوانات في الظلام لمدة 48 ساعة قبل المواجهة، ثم يتم الافراج عنهم وهم عميان إلى ساحة القتال المشعه. |
Hiç arenaya gidemediyseniz, gösteriyi burada izleyebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا لم تكن بالحلبه فيُمكنك أن ترى من هنا |
Gladyatörlerin arenaya çıkmasından bir gece önce hepsine son bir yemek verilirdi. | Open Subtitles | في الليلة التي تسبق ظهور المصارعين في حلبة القتال كانوا يحظون بوجبة عشاء أخيرة |