Belki de Argos'da onların başka bir iş yapmalarını sağlayan birşey daha vardır, ...havada ya da yiyeceklerde. | Open Subtitles | ربما هناك شيء على آرغوس يحتاجونه ليقوموا بمهمة أخرى شيء في الهواء او في الطعام |
Onun kurtulup Argos'un yok olacak olmasının nedeni bu. | Open Subtitles | لذلّك يجب أن يكون بأمان... ولهذا حكمت على آرغوس بالهلاك... |
Pelops adındaki Goa'uld Argos'taki insanları hızlı bir şekilde yaşlandırmak için nanoteknoloji kullanmıştı. | Open Subtitles | علماء الجواؤلد استخدموا تقنيات النانو لتسريع نمو الناس على أرغوس |
Yani Argos'ta boyle çalışıyorlardı. Değil mi Albay? | Open Subtitles | تلك الكيفية التي عملت بها على أرغوس صحيح, عقيد؟ |
Bu bir Goa'uld tablet aygıtı, Argos'da bulduğumuza benzer. | Open Subtitles | إنه لوح كتابة للجواؤلد مثل الذى وجدناه على أرجوس |
Argos'takine benziyorlar. Belki de Linvris onu kendilerininki zannetmiştir. | Open Subtitles | يبدوا مثل الذى احضرناه من أرجوس ربما ظن اللينفرس انه يخصهم |
Argos P3X-8596'da SG-1'in bulduğu bir değişik dilin cihazın üzerinde bulunduğunu gösteren fotğraflar. | Open Subtitles | صور للجهاز التي تكشف عن لهجة غامضة اس جي-1 وجدوه في كوكب أرغوس, بي3اكس-8596 |
Perseus bir bebekken, dedesi Argos Kralı Akrisios onu öldürmeye çalışmış. | Open Subtitles | عندما كان (بيرسوس) طفلا، جده ملك أرغوس (أكريسيوس) ، حاول قتله |
- Yeterince büyüyünce Perseus Argos'a dönüp kralı öldürmüş. | Open Subtitles | و عندما كبر بما فيه الكفاية عاد (بيرسوس) إلى أرغوس و قتل الملك |
Şimdi, Perseus beni yok etmek için Argos'tan yola çıktı. | Open Subtitles | الآن بيرسيوس يلقي بنفسه من أرجوس لتدميري |
Argos yenildiğinde aynı buraya benzeyecek. | Open Subtitles | هذا ما ستبدو عليه أرجوس عندما نفشل كل خطوة نخطوها تمثل إهانة للآلهة |
Perseus'un hikâyesi Argos'ta, yani Güney Yunanistan'da bulunan bir bölgede başlar. | Open Subtitles | قصة (بيرسيوس) تبدأ من (أرجوس) منطقة حقيقية بجنوب (اليونان). |