Bir hekim olarak fikrinizi soruyoruz bayım, içki arkadaşı olarak değil. | Open Subtitles | نطلب رأيك كطبيب متخصص يا سيدي ليس كصديق أو رفيق له |
Bir arkadaşı olarak, McGowan'ı ziyarete izin verildim, bir gazeteci olarak değil. | TED | تمت الموافقة على هذه الزيارة كصديق وليس كصحفي. |
Memo Moreno, Jimmy Bly'ın takım arkadaşı olarak geri döndü. | Open Subtitles | ميمــو مورينـو قد عاد لتقديم يد العون لـجيمــي بلاي كزميل فريق |
Ev arkadaşı olarak birbirimizin yanında rahat takılmamız güzel. | Open Subtitles | كزملاء بالسكن . من الجيد أن جميعنا نستطيع الشعور بالراحة حول بعضنا |
Sydney, kendini Jason'ın bir arkadaşı olarak tanıtacaksın. | Open Subtitles | سدني، أنت ستميّز نفسك كشريك جيسن. |
Hem özel hem de iş arkadaşı olarak bunun ona zarar verdiğini bile bile seninle çıkmaya devam edemem. | Open Subtitles | كصديقة وزميلة في العمل. لا يمكنني مواصلة مواعدتك بينما اعلم ماذا يفعل ذلك بها. |
Ama öğle yemeği arkadaşı olarak, elbette seni tercih ederim. | Open Subtitles | ,ولكن كرفيق لتناول الغداء بتأكيد افضلك انت |
Onu ev arkadaşı olarak seçerken asla seviştiğini duymam diye bilhassa düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما اخترتها كرفيقة سكن، اعتقدت تحديداً أنني لن أسمعها وهي تمارس الجنس. |
O ise beni oda arkadaşı olarak tanıştırıyor. | Open Subtitles | و هي تقدمني كشريكها في السكن |
Buraya çalışkan kadınların arkadaşı olarak geldim. | Open Subtitles | أنا هنا بصفتي صديق للمرأة العاملة |
Eğer ki bu kişiler parti sahibini arkadaşı olarak tanımlarlarsa, partiyi düzenleyenin yüzlerce arkadaşı vardır. bu nedenle de herkesten daha çok arkadaşı vardır. | TED | و إذا رشحوا مظيف الحفلات كصديق لهم و بما أن مظيف الحفلات لديه المئات من الأصدقاء لذلك فهو لديه أصدقاء أكثر مما لديهم |
Ama seninle bir oda arkadaşı olarak konuşacağım. | Open Subtitles | وكلامي سيكون نادراً جداً كصديق لك في الغرفة |
Suç dünyasında, kendinizi bir iş arkadaşı olarak satmak için... genellikle yasa dışı işler yapmanız gerekir. | Open Subtitles | في عالم الاجرام بيع نفسك كصديق غالبا يعني فعل شيء غير قانوني |
Beni arkadaşı olarak gören bir kızla saniyeleri yaşıyordum. | Open Subtitles | أخذت القليل من الوقت مع الفتاة التي كانت تشاهدني كصديق |
- Ona bir arkadaşı olarak ulaşırsan bunu garip karşılar mı? | Open Subtitles | إذا أقتربت منه كصديق , هل سيجد غرابه فى ذلك؟ |
Kardeşimin arkadaşı olarak bu adama karışmamanı söylüyorum. | Open Subtitles | لأني أخبرك , كصديق لأختي أنت لا تريد أن تعبث مع هذا الشخص |
Seni iş arkadaşı olarak beğendiğimi söyledim. | Open Subtitles | أنت قلت بأنني إهتممت بك كزميل عمل - |
Bay Miller'ı bir iş arkadaşı olarak tanımlar mısınız? | Open Subtitles | أيمكنكِ وصف السيدِ (ميلر)كزميل عمل؟ |
Aslında iş arkadaşı olarak, ilişkimiz sadece 6 günlüktü. | Open Subtitles | في الواقع، كزملاء عمل كانت علاقتنا لستة أيام فقط. |
Clara ile Victor'ın arasındaki ilişkinin ciddileşeceğini fark ettiğimde ilk önce bir dost ardından bir iş arkadaşı olarak Clara'nın davranışlarının samimiyetinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | حينما علمتُ أنّ (فيكتور) أصبح جاداً بشأن (كلارا). فوددتُ أنّ أعلم إنّ كانت نواياها صادقة، كصديق أولاً ، و كشريك عمل بالمقام الثاني. |
para tamamen senin için her kuruşu hepsini sen kazandın seni en iyi arkadaşı olarak kiralamamız en iyi harcadığımız paraydı lütfen, bay Hanover, yapamam | Open Subtitles | هذا المال لكي , ولقد استحققت كل فلس فيه وتعيينك كصديقة لابنتي كان افضل خيار قررت الانفاق عليه ارجوك سيد هانوفر انا لا استطيع أخذه |
Çünkü onu düşman olarak değil, takım arkadaşı olarak görüyordu. | Open Subtitles | لأنه لم يراه كعدو بل رأه كرفيق |
Ama onu alışveriş arkadaşı olarak yanına alamazsın. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنكِ اصطحابها كرفيقة تسوق |
O ise beni oda arkadaşı olarak tanıştırıyor. | Open Subtitles | و هي تقدمني كشريكها في السكن |
Bak Jess, bunu sadece ve sadece Cece'nin arkadaşı olarak söylüyorum. | Open Subtitles | اسمعي (جيس) انا اخبرك هذا بصفتي صديق لـ (سيسي) وليس اكثر من ذلك |
Kralın yakın arkadaşı olarak, listeyi görmeye iznim vardı. | Open Subtitles | وكصديق مقرب الى الملك كان مسموحاً لي أن أرى هذه القائمة |