Pekâlâ, gazetedeki resminize baktım ve arkadaşım için... - ...yaptığınız hoşuma gitti. | Open Subtitles | نظرت إلى صورتك في الجريدة وقد أحببت ما فعلته لصديقي |
arkadaşım için bir iyilik yapmak kendimi iyi hissettirdi. | Open Subtitles | يجعلني أشعر بالارتياح لعمل شيء لطيف لصديقي. |
Bir arkadaşım için sakladığım 357'lik için bana 1000 papel ödedi. | Open Subtitles | قدّم لي ألف دولار لسلاح عيار 357 كان أمانة عندي لصديق |
Bu hediyeyi iyi bir arkadaşım için almak istiyorum, lütfen. | Open Subtitles | من فضلك سيدى ، أريد شراء هديه من أجل صديق |
Kız arkadaşım için bluz istiyorum, modellik yapar mısın? | Open Subtitles | أريد شراء بلوزة مثل هذه لصديقتي لكني أريد أن تعرضيها لي |
Dinle beni, şu olan biteni arkadaşım için ... bir defa daha anlatır mısın? | Open Subtitles | إسمع ، من أجل صديقي هنا أخبرني مجدّدا كيف جرت الحادثة هلا فعلت ؟ |
- Ne yapacaksın o bisikleti? - Kız arkadaşım için tamir edeceğim. | Open Subtitles | ـ مهلا ماذا تفعل مع الدراجة ـ أصلحها من أجل صديقتي |
Bunun eski erkek arkadaşım için bir anlamı var. | Open Subtitles | بطريقة ما, هذا يعني شيئاً لصديقي السابق. |
En azından arkadaşım için verin. Kimsesi yok. | Open Subtitles | على الأقل اعطيني واحدة لصديقي ليس لديه ساق |
Dublör arkadaşım için alkolsüz bir Pinya Kolada. | Open Subtitles | بينا كولادا منزوعة الكحول لصديقي مؤدي المشاهد الخطرة |
Evet, ben sadece, bilirsin işte, en iyi arkadaşım için... yeterince iyi olup olmadığını kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | حسناً, كنت فقط .. تعرفين كنت اتأكد من انك مناسبة لصديقي المفضل |
Yeni arkadaşım için cuma akşamına bir yer ayarlayabilir misin? | Open Subtitles | جهزي مقعدًا لصديقي الجديد هنا لليلة الجمعة، أيمكنك ذلك؟ |
Ve çok saygı duyduğum bir arkadaşım için diyebilirim ki bunlar saçma, talihsiz ve hoş görülemez sözlerdi. | Open Subtitles | ولذا، لصديق أنا احترمهُ كثيراً أود أن اقول بأن ذلك غريباً ومؤسف، وغير معقول. |
Benim değildi, sadece arkadaşım için onu tutuyordum. | Open Subtitles | انه ليس ضفدعي.لقد كنت احتفظ به لصديق. |
Bir arkadaşım için, benim için çok değerli bir arkadaşım için. | Open Subtitles | إنه لصديق لي صديق يعني لي الكثير |
Sadece bir arkadaşım için bir şeyi kontrol ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بالتحقق من شئ فقط من أجل صديق |
Bu arada, arkadaşım için o oyuncağı getirdin mi? | Open Subtitles | بالمناسبة ، هل جلبت معك الدمية لصديقتي. ؟ |
arkadaşım için, bugüne kadar dünyada hiç bir psikologun kullanmadığı bir yol denemem gerekiyor. | Open Subtitles | من أجل صديقي. عليّ استخدام طريقة لم يستخدمها أيّ من الأطباء النفسيين من قبل |
- arkadaşım için bir kopya alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على نسخة من أجل صديقتي هنا؟ |
Evet, kiralık yeriniz hakkında aramıştım. Bir arkadaşım için. | Open Subtitles | أجل، لقد اتصلت لاستأجر هذا المكان لأجل صديق لي |
Bir pub'ı olan arkadaşım için haftada iki kez yapıyorum. | Open Subtitles | أصنعهم مرتين في الأسبوع لصديقة لي تملك حانة |
Aslında, para erkek arkadaşım için. | Open Subtitles | الحقيقة هي، أنني أحتاج النقود لأجل حبيبي |
Bu bir arkadaşım için. İkinci kez satın alıyorum. | Open Subtitles | انه لأحد الأصدقاء انه الكتاب الثاني الذي اشتريه |
Ve çekici arkadaşım için de bir kadeh lütfen. | Open Subtitles | و كأس آخر لرفيقتي ألأكثر جاذبية |
arkadaşım için özür dilemek zorundayım, meyhanedeki en güzel günü berbat etti. | Open Subtitles | ...يجب أن أعتذر عن صديقي فقد قضى أفضل وقت يومه في الحانة |
- Kontrollü telefondan polisi aradım bir arkadaşım için çok endişelendiğimi söylediö. | Open Subtitles | إتصلت بالشرطة من هاتف عمومي أخبرتهم بأني كنت قلقة بشأن صديق ولم أكن أعرف أي طريقة أخرى لتفسير الأمر |
Yani çeneni kapat ve bunu arkadaşım için yap. | Open Subtitles | لذا فقط إخرس , و قم بذلك من أجل صديقتى |
Son kız arkadaşım beni, benim bir arkadaşım için terk etti ve bunun olacağını fark edemedim. | Open Subtitles | عشيقتي الأخيرة ، هجرتني من أجلّ صديقٌ ليّ، و لم يتسنَ ليّ حتى توقع ذلك. |