ويكيبيديا

    "arkadaşıyla" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • صديق
        
    • صديقها
        
    • صديقه
        
    • صديقته
        
    • صديقة
        
    • صديقتها
        
    • أصدقائه
        
    • زميل
        
    • أصدقائها
        
    • صديقاتها
        
    • حبيبته
        
    • رفاقه
        
    • زميلة
        
    • الصديقة
        
    • اصدقائه
        
    Hiçbir adam eski kız arkadaşının arkadaşıyla çıktığını görmek istemez. Open Subtitles لا يريد أن يرى الرجل السابق له الخروج مع صديق.
    Ayrıca erkek arkadaşımın erkek arkadaşıyla tanışma fırsatını da kaçıramam. Open Subtitles بالإضافَة، لا يُمكنني تفويت الفُرصَة في مُقابلَة صديق صديقي الحميم
    Erkek arkadaşıyla sorunları olan babasının biricik seksi biseksüeline yer açtı. Open Subtitles ليفسحوا المجال أمام صديقتهم الشاذة التي تعاني من مشاكل مع صديقها
    Sonra onun en yakın arkadaşıyla takılmaya başladım şimdiki saplantısı sadece beni izlemek. Open Subtitles ومن ثم بدأت اعبث مع صديقه المقرب والآن اصبح مهووس بمراقبتي
    En son geceyarısı civarında kız arkadaşıyla kulüpten ayrılırken görülmüş. Open Subtitles آخر مره شوهد يغادر الملهى فى منتصف الليل مع صديقته
    Laura, Philip'in yeni kız arkadaşıyla tanışacak ve siyah elbisesi yok. Open Subtitles لورا ستقابل صديقة فيليب الجديدة ولم يكن عندها اي ملابس سوداء
    Yanında bir kız arkadaşı olmazsa gelmiyor. Yani sen de kız arkadaşıyla takılacaksın. Open Subtitles لن تخرج معي إلا بوجود صديقتها لذا يمكنك أن تأتي لتتعرف على صديقتها
    Bir kaç arkadaşıyla kötü bir iş yaptıklarını söyledi. Bu yüzden hapse girecekti. Open Subtitles قال لي أن بعض أصدقائه قد تورطوا بعمل سيء وهو متورط معهم بهذا
    Belki de Eric, Neil'in arkadaşıyla çok vakit geçirdiğim içindir. Open Subtitles ربما لأنني أقضي الكثير من الوقت مع أريك صديق نيل
    Tatlım, yoksa annenin yeni arkadaşıyla tanışacağın için gergin misin? Open Subtitles عزيزي ، أنت لستُ قلقاً عن مقابلة صديق أمك الجديد
    Ne? Onu daha bu sabah gördüm. Bir arkadaşıyla Saint Nicholas'taydı. Open Subtitles لقد رأيته تواً في هذا الصباح قرب سان نيكولاس مع صديق
    Meredith Muir'e göre, Natalie Baldwin, onun erkek arkadaşıyla yatıyormuş. Open Subtitles وفقا لميريديث موير، ناتالي بالدوين وجود علاقة غرامية مع صديقها.
    Çünkü bu daha ucuzdu, tutkusundan çok öfkesini gösteren erkek arkadaşıyla beraber yaşıyordu. TED لأنه كان أقل تكلفة، لقد كانت تعيش مع صديقها الحميم الذي كان غضبه أكبر من طموحه.
    Yarın öğlene kadar seninle yatacağına dair arkadaşıyla iddialaştı. Open Subtitles لقد راهن صديقه انه يستطيع ان يعاشرك قبل ظهر غد
    Okulu ilgilendirdiği kadarıyla Nestor oda arkadaşıyla tatildeydi. Open Subtitles حسب علم المدرسة فإن نيسترو كان يقضي عطلته مع صديقه في الغرفة
    Max'in Evan'ın kız arkadaşıyla yattığından Evan'ın da kopya yüzünden Max'i okuldan attırdığından bu yüzden de Max'in Evan'ın suratına yumruğu yapıştırdığından bahsettim mi? Open Subtitles أوه، أنا لم أذكر أن ماكس ينام مع صديقته ايفان، حتى ايفان كان ماكس طرد المدرسة على خيانتها، حتى ماكس كمات ايفان في وجهه؟
    "Ertesi sabah Babcock elinde sigara kartonu, kız arkadaşıyla lobideydi". Open Subtitles وفي صباح اليوم التالي، كان بابكوك يجلس في البهو مع كارتونه من سجائر الكنت، وبدون صديقته
    Emma'nın en yakın arkadaşıyla görüştüm ve sevgilisinin adını biliyor. Open Subtitles لقد تحدثت مع صديقة إيما و هي تعرف إسم العشيق
    O bir arkadaşıyla trenden iniyordu ve o anda birbirimizi gördük. Open Subtitles كانت على وشك الخروج من العربة مع صديقة عندما ارتطمنا ببعضنا
    arkadaşıyla birlikte havaalanındaki bir gözcü tarafından işaretlendi. Kızımı Arnavutlar kaçırdı. Open Subtitles قابلت و صديقتها نصابا في المطار ، خطفها مجموعة من الألبان
    Fransa'da, en eski ve en yakın 3 arkadaşıyla omuz omuza çarpışmıştır. Open Subtitles وفي فرنسا، قاتل جنبا إلى جنب مع ثلاثة من أقدم وأعز أصدقائه
    Ne tuhaftır ki, kocasının gemideki arkadaşıyla evlendiğini söylemedi. Open Subtitles والمضحك ، انه لم تذكر أنها تزوجت زميل زوجها
    En iyi eşcinsel arkadaşıyla, en iyi eşcinsel arkadaşım evleniyor. Open Subtitles أعز أصدقائها الشاذ سيتزوج أعز صديق لي الشاذ
    Bir arkadaşıyla birlikte... ...Paris'te bir vintage dükkanına gidiyor. TED تذهب إلى متجر الأزياء العتيقة هذا في باريس مع إحدى صديقاتها.
    O kadar da kötü değil ama bir arkadaşım, kız arkadaşıyla beraber bir kedi alıyor. Open Subtitles أنا لست سيئة كما يقولون ولكن صديقي القديم قرر أن يقتني قطة مع حبيبته الجديدة
    Birkaç arkadaşıyla beraberce içip, yaşlı bir adama sataşmış ve öldürmüş. Open Subtitles الذي قام مع بعض من رفاقه وبعد نوبة شراب بالتعدي على رجل عجوز في شجار وقتله
    Ben küçükken babamın da iş arkadaşıyla gizli bir ilişkisi vardı ve bu yüzden bizim ailemiz parçalanmıştı. TED والدي كانت لديه علاقة مع زميلة عمل عندما كنت صغيرة ولقد شتت شمل عائلتي.
    Kurbanın eski kız arkadaşıyla beraber olan bu çocuğa bayılıyorum. Open Subtitles أظن أنّ هذا الشاب هو من يعاشر الصديقة السابقة لضحيتي
    Babam birkaç arkadaşıyla bir emeklilik partisi veriyor. Open Subtitles ان حفلة تقاعد ابى غداً مع العديد من اصدقائه الضباط القدامى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد