Birkaç defa dışarı çıktığı bir arkadaşıymış. | Open Subtitles | زميلة جديدة. وخرجا سويا عدة مرات |
- Sanırım iş arkadaşıymış. - Sarah Thibault mu? | Open Subtitles | .يبدو أنها زميلة عمل - سارة تيبو"؟" - |
Kadın iş arkadaşıymış. | Open Subtitles | زميلة عاملة , رصاصة أخترقتها |
Annen önüne gelen ile yatıyor bir sürü insanla ilişki yaşıyor hatta bir tanesi babanın iş arkadaşıymış. | Open Subtitles | والدتك تعاشر الرجال، تحصل علي علاقة واحدة تلو الاخري، أحدهم كان زميل لوالدك. |
Ve Ganz, Alex Vaughn'un İngiltere'de hapis arkadaşıymış. | Open Subtitles | و (غانز) كان زميل (اليكس فوغ) في الزنزانة في انجلترا |
Görünen o ki, 40 yaşındaki bir fahişenin tek arkadaşıymış ve müşterileri rahatsız etmemesi için balkona kapatılmış. | Open Subtitles | فيما يبدو أنه كان رفيق وحيد لعاهرة أربعينية و قد حجزته بالشرفة لكي لا يزعج زبائنها، |
- Anthony'nin eski iş arkadaşıymış. | Open Subtitles | -إنه زميلة سابقة لـ(آنتوني ) |
Ve Drew Roberts, Cruz'un tüm ticaretini gözden geçiren iş arkadaşıymış. | Open Subtitles | (و(درو روبرتس) كان زميل (كروز الذي أشرف على كل الصفقة |
Jasper'ın hücre arkadaşıymış. | Open Subtitles | كان زميل (جاسبر) في زنزانته |
Jasper'ın hücre arkadaşıymış. | Open Subtitles | كان زميل (جاسبر) في زنزانته |
Ölü mahkum Randall Jefferson Jones ayrıcalık kazanmadan önce Devon White'ın hücre arkadaşıymış. | Open Subtitles | قبل أن يحقق المحكوم الميت (راندال جيفرسون جونز) المكانة المتميزة حدث أنه كان رفيق الزنزانة (مع (ديفون وايت |