Hayır, sana arkadaş olarak değer veriyorum ama, zorla aşık olunmaz. | Open Subtitles | لا، أنا أقدرك كصديق لكن الحب لا يمكن أن يأتي بالاجبار |
Yani, onu arkadaş olarak seviyorum ama asla onunla çıkmam. | Open Subtitles | أنا أحبه كصديق وكل شيء ولكن لن أقوم بمواعدته أبداً |
Aylarca onu arkadaş olarak görmek. | Open Subtitles | أتقابل معها لشهور ثم ينتهي بي الحال كصديق. ماذا يحدث؟ |
Evet ama seni yardımcım olarak değil, bir arkadaş olarak çağırdım. | Open Subtitles | أجل ، ولكنّني لم أتّصل بكِ كمساعدة ، إتّصلت بكِ كصديقة |
Umarım bir gün geriye dönüp tüm bunlara arkadaş olarak güleriz. | Open Subtitles | أتمني في يوم ما، أن ننظر إلى الماضي كأصدقاء ونضحك فقط. |
arkadaş olarak ayrılalım. İşleri aceleye getirmeyelim. | Open Subtitles | دعنا نفترق كصديقين لا يجب أن نتهور بتصرفاتنا |
Bazı haberler duydum ve sanırım arkadaş olarak sana söylemeliyim. | Open Subtitles | لدي خبرٌ ما، أشعر بأنه علي اخبارك به كصديق |
fakat eğer kazanırsaki, ve bu herif kazanabilir, seni iyi arkadaş olarak düşünebileceğinden emin olabilirsin. | Open Subtitles | لكن إذا فاز و هذا الديك الرومى بالفعل قوى فكن واثقا أنك ستعيد تفكيرك فيه كصديق جيد |
Sana ihtiyacım var, Richard, sana bir arkadaş olarak ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لكم، ريتشارد، أنا حقا بحاجة لكم، كصديق. |
Eski bir erkek arkadaş olarak değil, şirkete yeni bir yeteneğin katılmasını takdir eden bir avukat olarak. | Open Subtitles | ليس كصديق سابق كمحامي يقدر موهبة إضافية للشركة. |
Sadece arkadaş olarak soruyorum, Çünkü bu konuda tamamen rahatım. | Open Subtitles | أنا أسأل كصديق لأن لا مشكله لدى كلياً بهذا. |
Seninle konuşmamam gerek. Sana arkadaş olarak söylüyorum. | Open Subtitles | لا يفترض بي حتى مخاطبتك ولكني أخبرك كصديق. |
15 yıldır birlikte mücadele eden... bir arkadaş olarak söylemeliyim ki, | Open Subtitles | متحدثا كصديق قاتل جنباً إلى جنب مَعك لمدة15سنة |
Ama işin aslı ondan bir arkadaş olarak hoşlanıyorum. İsmi Sam. | Open Subtitles | لقد قبلت ولداً لكني أحبه كصديق وحسب، اسمه سام |
arkadaş olarak sana bu konuda yardım edebilirim. | Open Subtitles | لقد فكرت كصديقة أنني أستطيع مساعدتك في ذلك |
arkadaş olarak sana bu konuda yardım edebilirim. | Open Subtitles | لقد فكرت كصديقة أنني أستطيع مساعدتك في ذلك |
- Evet, hepsiyle yattım ama arkadaş olarak. | Open Subtitles | ـ أجل ، لقد أقمتُ علاقة معهم جميعاً ، لكن فقط كصديقة |
Ben buna aldırmıyorum çünkü bu sapı samandan ayırıyor ve hangi insanın özgün ve gerçek olduğunu anlayabiliyorum böylece arkadaş olarak bu insanları seçebiliyorum. | TED | لكن لا بأس بذلك بالنسبة لي، لأنها تفصل ذوي القدرة عمن سواهم وأستطيع أن أجد الاشخاص الغير مزيفين والصادقين وأستطيع اختيار هؤلاء الأشخاص كأصدقاء. |
Tüm bu zamanı arkadaş olarak birlikte geçirmeye başladık. | Open Subtitles | لذلك بدأنا بقضاء معظم الوقت معاً, كأصدقاء فقط |
Sadece arkadaş olarak. | Open Subtitles | أنتَ تعلم ، فقط كصديقين و نشرب بعضاً من البيرة |
Tommy seni bir arkadaş olarak gerçekten sevse de sana başka bir gözle bakmıyor. | Open Subtitles | علىالرغممن أن تومييحبكحقاً كصديقه.. لاتريمن هذاالمنظور.. |
Bizi arkadaş olarak görmek için yeterince aptal olmayabilirim,.. | Open Subtitles | ربما أنا لست بقدر كافٍ من الحماقة كي أعتبرنا كاصدقاء, |
Hepsi beni arkadaş olarak veya becermek için istiyor. | Open Subtitles | هم جميعا يريدونني ك صديق أو يمارسان الجنس معه. |
Hırslıyım. Eğer bunu kabullenemiyorsan arkadaş olarak kalabiliriz. | Open Subtitles | بل إنني طموح، وإن لم تتقبّلي ذلك فلنصبح مجرد صديقين |
arkadaş olarak geldik. Belki bir gün senin de olur. | Open Subtitles | جئنا كصديقتين ربما يوماً ما سيكون لك أصدقاء |
Senin güvenilir olmadığını düşünüyor ve bunu değiştirene kadar arkadaş olarak kalacaksınız. | Open Subtitles | ...وستظل في دائرة الصداقة حتى يتغيّر ذلك لا أستطيع أن أقنعها |
Hepimizin arkadaş olarak takıldığı günleri özledim sadece. | Open Subtitles | فقط أفتقد أيّام كوننا أصدقاء نتجوّل. |
Ama baştan söyleyeyim, arkadaş olarak gelirim." | Open Subtitles | "ولكن أعلمك بهذا مسبقاً سأرافقك بصفتي صديقة" |
Facebook'da arkadaş olarak eklerim. | Open Subtitles | سأرسل طلب الصداقة في فيس بوك |