Ve en iyi arkadaşlarımdan birinin gözlerimin önünde ölmesini izledim, bu yüzden... | Open Subtitles | ورأيت للتو أحد أصدقائي وهو يموت أمام عيني |
Bir kuzeylinin gelip otoritesini en iyi arkadaşlarımdan birinin üstünde kullanması hoşuma gitmez. | Open Subtitles | لا يثيرني أن شخص من اليانكيز جاء هنا يفرض سلطته على أحد أصدقائي المفضلين. |
Onu da önceden düzenlediğim partide arkadaşlarımdan birinin bıraktığını düşündüm ama arkadaşlarımdan hiçbiri böyle bir-- | Open Subtitles | أفترضت أنّ أحد أصدقائي قد تركها خلال حفل العشاء الذي أقمته قبل أن أغادر، لكن... لن يشتري أياً من أصدقائي شيئاً كهذا. |
İş arkadaşlarımdan birinin hayatı 1966'daki Çin Kültürel Devrimi sonrasında alt üst olmuş. | TED | أحد زملائي قلبت حياته تمامًا كنتيجة للثورة الثقافية الصينية عام 1966. |
Bunu bir süredir yapmaya devam ediyordum ki birlikte çalıştığım araştırmacı arkadaşlarımdan birinin, bunu bunca zamandır birlikte yaptığım arkadaşlarımdan birinin, iddialara göre seri tecavüzcü olduğunu keşfettim. | TED | وكنت قد واظبت على هذا البحث لفترة عندما اكتشفت أن أحد زملائي الباحثين، الذي شاركني في البحث طوال تلك الفترة، قد زعم عنه بأنه مغتصب متسلسل. |
Ve eski erkek arkadaşlarımdan birinin yaptığı video kasetim var. | Open Subtitles | وشريط فديو قام بتصويره احد اصدقائي القدامى |
Eski arkadaşlarımdan birinin söylemeyi sevdiği gibi "Herkes için bir yol vardır. | Open Subtitles | وكما يقول أحد أصدقائي القدماء، |
Hukuk mezunu olan jüri sözcüsü... arkadaşlarımdan birinin radyosu vardı ve oradan duydum. | Open Subtitles | أحد أصدقائي كان لدية مذياع |
Sadece en yakın arkadaşlarımdan birinin bu lanet yerde değer verdiğim son insanlardan birinin, gerçekten güvendiğim tek kişinin büyük melek olduğunu söyleme zahmetine girmedin. | Open Subtitles | أنتَ تستخف بي لِتقول أنها أحد أصدقائي المقربين، والوحيده من بين الناس حقاً التي تهمني في هذا المكان اللعين ألمرأه الوحيده التي اثق فيها... |
Bu arada arkadaşlarımdan birinin yerini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | بالمناسبة انا احاول ان احدد مكان احد اصدقائي |