Ya yiyecek ve insan artıklarını toplayabilsek? | TED | ماذا لو أمكننا جمع بقايا الأكل، ومخلفات الإنسان ؟ |
Bira lekelerini ve biftek artıklarını çıkarmayı umuyoruz. | Open Subtitles | عى امل ان يزيل بقايا البيره وبقايا اللحم |
Bira lekelerini ve biftek artıklarını çıkarmayı umuyoruz. | Open Subtitles | عى امل ان يزيل بقايا البيره وبقايا اللحم |
Bu küçük kaçamağın nedeniyle bütün bir haftayı zindana yemek artıklarını götürerek geçireceksin. | Open Subtitles | ويمكن أن تقضي إسبوع كامل تأخذين فضلات طعام للسجن بسبب طيشك |
İngiltere Kilisesi'nde kalan artıklarını temizleyerek o işi bitirebilirsiniz. | Open Subtitles | ويمكنك إنهاء هذا العمل بتطهير كنيسة انجلترا من رواسبها |
Aşağı indiğimde tezgahın üzerine oturmuş, sandviçten kalan peynir artıklarını yiyordu. | Open Subtitles | لا أستطيع الفهم كان يجلس هناك على العداد يأكل بقايا سندويش مشوي الجبن |
Kaptanın krallar gibi yemek yediğini duydum. Mülteciler da onun artıklarını yiyor. | Open Subtitles | ، أسمع أن القبطان يأكل طعاماً ملكياً بينما نحن الهاربون نأكل بقايا طعامه |
Ben yemek artıklarını koydum. Sen televizyonu açtın. | Open Subtitles | وضعت بقايا الأكل في الأسفل أنت فتحت التلفاز، وأنا أتيت الى هنا |
İtibar görüyorum. Günde 12 saat çalışıp yemeğin artıklarını yiyerek. | Open Subtitles | أيّام عمل لـ12 ساعة وتناول بقايا العصائبيّة |
Yiyecek çok nadirdir ve kutup ayılarının av artıklarını toplamak için çok geniş alanları gezmek zorundadır. | Open Subtitles | الطعام نادر، ولزمها التجوّل بكلّ مكان لتقتات من بقايا صيد الدببة |
Hayır masa artıklarını yemez. | Open Subtitles | لا, لا يمكنه أن يأكل بقايا الطعام و لكن الكلاب تحب الاسباجتي |
Küçük kırıntılar için kazmak ve başkalarının artıklarını süpürmek - çok kıt bir yaşam biçimi. | Open Subtitles | ينبش بحثًا عن الفتات أو يقتات بقايا الآخرين إنه وجود هزيل |
Bu yüzden şimdi elime fırsat geçtikçe ufak yemek artıklarını onun için dışarı bırakıyorum, ...böylece aç kalmamış oluyor. | Open Subtitles | فالآن أترك قليلًا من بقايا الطعام في الخارج عندما تسمح لي الفرصه كي لايجوع |
Başlangıçta kokain çektiklerini sanırsın, ama sonra öğrenirsin ki dişlerinin arasında rahatsızlık veren yemek artıklarını çıkarmak gibi daha birçok nedeni vardır. | Open Subtitles | كنت اعتقد في البداية أن السـبب استنشاق الكوكايين ولكن تبين لي أن هناك الكثير من الامور اضطراب في المعدة ، تنظيف الاسنان من بقايا الطعام |
Ne olduğu belirsiz yemek artıklarını alıp doğru yukarı çıkıyorsun. | Open Subtitles | خذى بقايا طعامك واصعدى للأعلى الأن |
Otel koridorlarında yemek artıklarını yiyoruz. | Open Subtitles | نحن نأكل من بقايا . الأكل خلف الفنادق |
Tüm gün oda servisi artıklarını gördüm. | Open Subtitles | أرى بقايا طعام تجيئ طيلة اليوم.. |
Biz hırsız değiliz, başkalarının artıklarını topluyoruz, aynı güzelim akbaba, kahraman şerit kurdu ya da Amerika'nın canı ciğeri kurtçuk gibi. | Open Subtitles | لسنا لصوصاً بل نابشي فضلات مثل النسر الجميل أو الدودة الشريطية البطلة أو "حبيبة أمريكا" يرقة اللحم |
Güzel Cleo yemek artıklarını yiyebileceğini iyi bilir. | Open Subtitles | جيّد (كليو)، أنت تعرف جيّداً من قام بالتهام فضلات الطعام |
Ve şimdi de, Tanrı'nın da yardımıyla, bu işi, İngiltere Kilisesi'nde kalan artıklarını temizleyerek bitirebilirsiniz. | Open Subtitles | والآن بعون الرب يمكنك إنهاء هذا العمل بتطهير كنيسة انجلترا من رواسبها |
Bu benimle yatman gibi bir istek değil ya da Lasagna Classico'nun artıklarını bana getirmen gibi ki onun da parasını ben ödüyorum. | Open Subtitles | وليس كأني اطلب منك ان تنامي بسريري او تجلبي لي بواقي من طبق اللازانيا الكلاسيكي الذي تدفعين به بمالي |