Birçok şirket yöneticisinin bunu kârları artırmak için kullanması da. | TED | و كثير من مديري الشركات يرحبون بهذه الفكره كوسيلة لزيادة الأرباح |
Gelir problemi olduğunu düşünüyorsak, tarımda geliri artırmak için yeni yöntemler buluruz. | TED | نعتقد أن هناك مشكلة الدخل ، بحيث نخلق طرق جديدة للزراعة لزيادة الدخل. |
Yöneticiler, üretimi artırmak için böyle yapıyorlar. | Open Subtitles | ألغت الإدارة فترات الراحة لزيادة الانتاج |
Aklımda doğru kalmışsa köpek gücünü artırmak için meteor taşını steroidle karıştırıyorlardı. | Open Subtitles | إن لم تخني ذاكرتي كانوا يمزجون صخور النيزك بالستيرويد لتعزيز قوة الكلاب |
Fakat şirketler anlaşılır bir şekilde kendi ticari çıkarlarını artırmak için hareket eder, ve bunu bazen ortak faydanın altını oymak, bazen de desteklemek için yaparlar. | TED | لكن من المفهوم أن الشركات تعمل لتعزيز مصالحها التجارية، وهم يفعلون ذلك أحياناً إما لتقويض أو تعزيز الصالح العام. |
Demokratlar iktidarı eşitliği artırmak için isterdi, Cumhuriyetçiler ise yetkilerini kısıp özgürlüğü artırmak için. | TED | كان الجدل: ديموقارطيون أرادوا استخدام الحكومة لتحسين الجودة، جمهوريون أرادوا تقليص حجم الحكومة لتحسين الحريات. |
Jim ve ben, beyin kütlesini artırmak için genleriyle oynadık. | Open Subtitles | جم وأنا أستخدمنا المعالجة الجينية لزيادة كتلة دماغها |
Büyünün onun güvenini artırmak için olduğunu sanıyordum onu Tom Cruise'a çevirmek değil. | Open Subtitles | اعتقدت أن سحركِ لزيادة الثقة قليلاً و ليس إقلابه إلى، توم كروز |
Teknoloji etkilerini artırmak için organik özümsemeye ve çoğalmaya imkan tanıyordu. | Open Subtitles | أتاحت لهم التكنولوجيا التمثيل العضوي والاستنساخ الذاتي لزيادة فعاليتهم |
Kâr haneni artırmak için anneni bile sırtından bıçaklarsın. | Open Subtitles | أنت تطعن أمّك الخاصة في الظهر لزيادة حدّك الأدنى. |
...ve 3.Gerilimi artırmak için kısa bir ara veriyorum eğer Ferndale Road'dan 1 km giderseniz orada Wade Burke'ün ailesinin halı mağazasını görürsünüz. | Open Subtitles | توقف قصير لزيادة التوتر الدرامي إن تابعتم في طريق فيرنايد مسافة نصف ميل فهناك كان يعمل وايد بورك في شركة العائلة الخاصة بالسجاد |
Bildiğimiz şey ise onun değerini artırmak için bir kaçırma sahnelenmiş olabilir. | Open Subtitles | ، كل ما نعرفه أنه قد يكون رتب لخطفها لزيادة قيمته |
Benzindeki vergi artmalı mı ya da 13 aylık doğum izni cinsiyet eşitliğini artırmak için ebeveynler arasında eşit bir şekilde bölüşülmeli mi gibi sorular içeriyor. | TED | أشياء مثل ما إذا كان يجب زيادة الضريبة على البنزين أو بخصوص الإجازة الأبوية المدفوعة لمدة 13 شهرًا وما إذا كان يجب تقسيمها بالتساوي بين الوالدين لزيادة المساواة بين الجنسين. |
Bir kaloriferin uzun borulara sahip olmasının nedeni de aynıdır, yani ısıyı yayabilmek için hacme göre yüzey alanını artırmak için. Bacaklar bir sarkaç gibi olduğundan, son haddinde uzun ve ince olan bacaklar, hareket için daha iyi enerji verimi sağlar. | TED | ولنفس السبب نجد لفائف طويلة في المُبرد، لزيادة مساحة السطح مقارنة بالحجم بهدف إخراج الحرارة، ولأن السيقان كبندول الساعة، فكلما زاد طولها وزاد نحولها عند الأطراف، أصبحت موفرة أكثر للطاقة للدوران. |
Eğer farkındalığı artırmak için beraber çalışırsak korunmasız çocukların gereksiz yere kurumlara yerleştirilmesini sona erdirmek zorunda olduğumuzu dünyanın bildiğinden emin oluruz. | TED | إذا ما عملنا معًا لزيادة الوعي، يمكننا أن نتأكد من أن العالم يعلم بأننا نحتاج إلى وضع نهاية للمأساة غير الضرورية التي يتعرض لها الأطفال الضعفاء. |
İstedikleri şey üretimlerini artırmak için... ...tarım aletleridir: ...bu da ekinlerni korumak, toprağın... verimini artırmak ve pazara getirmek içindir. | TED | ما يريدونه هو أدوات لزيادة إنتاجهم -- شيء لتسميد التربة، شيء يساعدهم على حماية محاصيلهم والوصول بها إلى السّوق. |
İşe yaramıyor. Alıcıları artırmak için elimden gelen herşeyi yaptım. | Open Subtitles | لا فائدة، فعلت كل ما أستطيع لتعزيز أجهزة الاستشعار |
Devlet memurları, güçlerini kişisel servetlerini artırmak için kullanamazlar. | Open Subtitles | موظفي الحكومة لا يستطيعوا استخدام سلطتهم لتعزيز الثروة الشخصية |
Sokaktaki itibarını artırmak için hapis bile yattı. | Open Subtitles | هو حتى قضى فترة في السجن لتعزيز مؤهلاته للانضمام الى العصابات. |
Fakat insanların davranışlarıyla ve insan doğasındaki bu zenginlikleri kurumlarımızın işleyişini gerçekten artırmak için nasıl yükseltebileceğimizle ilgileniyorum. | TED | ولكن أنا مهتم في كيف يتصرف الناس وكيف يمكننا الاستفادة من هذا الثراء في الطبيعة البشرية لتحسين عمل منظماتنا بالفعل. |
Gelecek cumartesiyi kendinize ayırın, kendiniz için güzel bir gün tasarlayın, ve tat alma ve düşünceliliğinizi bu keyfi artırmak için kullanın. | TED | السبت الذي يليه , حدد يوما وخطط أن يصبح سعيدا, و إستخدم مهاراتك الذهنية ورهافة حسك لتحسين قدر ما يسرك فى ذلك اليوم. |