| Çalıştırıp ve kaçıncaya kadar böcekler ateşleyiciyi etkisiz hale getirebilirler. | Open Subtitles | -الحشرات سوف تقوم بتعطيل المفجر بمجرد رحيلنا. |
| Sanırım uranyum çubuğu ve ateşleyiciyi burada monte etmişler. | Open Subtitles | أعتقد بأنهم قاموا بتجميع "اليورانيوم و المفجر في هذا المكان |
| Tur otobüsü saat beşte, Kwang Hwa Mun'un önünde durunca bu ateşleyiciyi kullanarak bombayı patlatacağız. | Open Subtitles | عندما تتوقف الحافلة السياحية أمام كوانغ هوا مون" في تمام الساعة الخامسة سنستخدم هذا المفجر لتفجيرها |
| ateşleyiciyi bulduk. Satranç saati butonu deniyor. | Open Subtitles | حسناً, لقدوجدنا"المُفجر" إنهيسمى"المحولالبهلواني" |
| ateşleyiciyi yere bırak. | Open Subtitles | ضع المُفجر علي الارض |
| Ateşlemeye hazır olduğunuzda, ateşleyiciyi zaman kapsülünün dibine takın. | Open Subtitles | عندما تكون مستعداً لِتُسَلح , ألْحِق المُفجّر بقاعدة القلم الموقوت |
| O yüzden ateşleyiciyi alıp gitti. | Open Subtitles | لذا فإنّها أخذت الـ"بلاستر" وغادرت. |
| Adli bulgularda, en azından bir görgü tanığı patlamadan hemen önce ateşleyiciyi Assad'ın elinde görmüş. | Open Subtitles | أدلة تشريعية, وكذلك شاهد واحد على الأقل رأى المفجر فى يد (أسد) قبل الإنفجار مباشرةً |
| ateşleyiciyi gördüm... | Open Subtitles | ورأيت المفجر |
| - ateşleyiciyi de getir. | Open Subtitles | احضر المفجر |
| ateşleyiciyi bana ver. | Open Subtitles | سلميني المفجر! |
| O ateşleyiciyi geri vermen lazım. | Open Subtitles | سأحتاجُ المُفجّر. |
| Balistikteki adamımız ile Perlmutter bir araya gelip ateşleyiciyi test ettiler. | Open Subtitles | إذن رجال قسم المقذوفات اجتمعوا معاً مع... (بيرلماتر) وفحصوا الـ"بلاستر". |