Athens'da yaklaşık 16 kişiyiz. | Open Subtitles | هناك وتضمينه في نحو ستة عشر الغريب هنا في أثينا. |
Tennessee, Athens topluluğunda Whitney Kimball Coe adındaki girişken bir lider onunkini genç bir koro ve birçok küçük bayrakla birlikte bir sanat ve çerçeve dükkanında düzenliyor. | TED | في مجتمع مدينة أثينا في ولاية تينيسي، قائدة قوية تدعى ويتني كمبل-كو تقود مجتمعها في داخل متجر للفن والتشكيل مع جوقة من الشباب والكثير من الأعلام الصغيرة. |
- Athens'dan kurtarma ekibi geliyor. | Open Subtitles | - إنقاذ الحزب وأبوس]؛ [س] ينزل من أثينا. |
Yani, Bay Athens efkarlanıyor, birden numarana bakıyor ve seni aramaya karar veriyor? | Open Subtitles | شيء غير متوقع، سيد "أثينز" قرر لتةه أن يبحث عن رقم هاتفك ليتصل بك؟ |
Tommy Athens'la size bir buluşma ayarlayacağım, eğer beni anlıyorsanız. | Open Subtitles | سأجعلك تجتمع ب"تومي أثينز". هل فهمت أم لا؟ |
Akıl sağlığı yerinde olan her müvekkilim Athens'in çizdiği profile uyuyor. | Open Subtitles | لم يكن كل عميل لدي يعاني من مرض عقلي يوافق حالة (آثينز) ـ |
Biliyor musun, mahkûmu askerlere teslim edebiliriz ve onu Athens'e götürürler. | Open Subtitles | أنت تعرف؟ نستطيع تسليم سجيننا للجنود وجعلهم يأخذونه إلى (أثينا) |
Herkül, Athens'e giden kayıktayken sence balık tutabilir miyiz? | Open Subtitles | (هرقل) في القارب إلى (أثينا) هل تعتقد إن يمكننا الحصول على بعض الصيد؟ |
O sıçan Athens'ten gelene kadar burada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | حتى يعود ذاك القارض من (أثينا)، أنا عالق هنا |
AHMET DASAN Athens YUNANİSTAN | Open Subtitles | مقر أحمد داسان أثينا |
Athens. | Open Subtitles | أثينا *بالإنجليزية تُنطق أثينس* |
- Burası Athens üssü. | Open Subtitles | وسوف إعداده. هذا هو أثينا. |
Athens üssüne, havadan tahliye lâzım de! | Open Subtitles | احصل على تسعة اينر إلى أثينا. |
Onu, Athens'a yargılamaya götürüyoruz. | Open Subtitles | ، سنأخذه إلى (أثينا) ليحاكم هناك |
- Ve Athens yolu çok uzun. | Open Subtitles | -والطريق إلى (أثينا) طويل للغاية |
Büyük ihtimalle Tommy Athens'ı bu ruslar öldürdü. | Open Subtitles | إذاً، فيحتمل أن هؤلاء الروس هم الذين قتلوا "تومي أثينز". |
Bunu daha önce Athens'in fakir kesimlerinde görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيتهم من قبل في الجانب الفقير من (أثينز) |
Önce, yapımcım Edie Athens'a teşekkür ederim. | Open Subtitles | أولاً، أحب أن أشكر منتجتي "إيدي أثينز". |
Linda, bu Edie Athens. | Open Subtitles | "ليندا"، هذه "إيدي أثينز". |
Benim adım Pete Athens. | Open Subtitles | " إسمي " بيت آثينز |
Evet. "School Of Athens" isimli bir film var. | Open Subtitles | أجل. لدي شيء يدعى (سكول أوف آثينز) |