Atlantik'in üstünden tek başına uçan ilk zenci adam Alan Lemon mı? | Open Subtitles | ألين ليمون ، وهو أول رجل أسود يحلق فوق المحيط الأطلسي وحده؟ |
Demek istiyorum ki baksana,Atlantik'in üzerinde bir bottayız ay ışığının altında ve mültecilerin çevrelediği. | Open Subtitles | أعني، إنظر إلينا ونحن على قارب بوسط المحيط الأطلسي تحت ضوء القمر ومحاطان باللاجئين |
Diyordum ki Golfstrim'in tropikal suları Atlantik'in öbür tarafından Florida'dan kuzeye ilerlerler... | Open Subtitles | كما كنت أقول أن المياه الأستوائية في تيار الخليج تتحرك باتجاه الشمال من فلوريدا و تعبر المحيط الأطلسي |
Ancak Atlantik'in diğer yanında aynı enlemde yeşil ve mavi bölgeler Kanada civarındaki soğuk suları gösteriyor. | Open Subtitles | لكن على الجانب الآخر ،من المحيط الأطلسي عند خط العرض نفسه تظهر مياه كندا المتجمدة بالأخضر والأزرق |
Atlantik'in diğer tarafında bir zamanlar bizim bir kolonimiz vardı. | Open Subtitles | وعبر المحيط الأطلنطي تقبع مستعمرة كانت يوماً ما ملكاً لنا، |
Bu işten sonra, bir yük gemisine yükleyeceğiz ve Atlantik'in sularına atacağız. | Open Subtitles | بعد ذلك ، نحمّلها على سفينة شحن ونلقيها في المحيط الأطلسي |
Eğer Atlantik'in ortasında olmasaydık hayatımın en garip gününün ardından ben... | Open Subtitles | إذا لم أكن في منتصف المحيط الأطلسي بعد يومٍ يُعد من أغربِ أيام حياتي |
Ama gelin görün ki köşe yazım ta Atlantik'in öbür ucuna Amerika'daki birilerinin eline kadar ulaşmıştı. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما ، عبرت المقالة المحيط الأطلسي .لتصل إلى أيدي شخص في أمريكا؟ |
3 saat önce masamda oturuyordum. Sonra şiddetli bir fırtınanın içinde Atlantik'in ortasında bir yere uçtum. | Open Subtitles | منذ ثلاث ساعات كنت جالساً في مكتبي، ثم تم نقلي جوياً إلى وسط المحيط الأطلسي |
4 Kuzey / 18 Batı, Atlantik'in ortası. | Open Subtitles | الـخط 4 شمالا و 18 عربا وسط المحيط الأطلسي |
Atlantik'in ortasında üzümler elimde kaldı. | Open Subtitles | يتعين علي الآن إرجاع العنب من منتصف المحيط الأطلسي |
Atlantik'in ortasındayız. | Open Subtitles | إننا في منتصف الطريق فوق المحيط الأطلسي. |
Bahse girerim Atlantik'in ortasında bir yerlerdedir. | Open Subtitles | أراهن بأنها في منتصف المحيط الأطلسي بمكانِ ما |
Dalgalı Atlantik'in üzerinde bekliyoruz öylece, sen ve ben. | Open Subtitles | أنا وأنت معلقان أعلى المحيط الأطلسي المضطرب |
Komşu Atlantik'in üzerindeki nemli hava serinliyor ve karalara taşınarak çölü pusla kaplayan sis kümeleri oluşturuyor. | Open Subtitles | يبردُ الهواء الرطب الممتدُ على المحيط الأطلسي المجاور و يهبّ في اليابسة مكوناً ضباب مُتراكم .يلفّ الصحراء |
Belki de kartların Atlantik'in diğer ucunu göremiyordur, Clara. | Open Subtitles | ...ربما بطاقاتك لا ترى ما وراء المحيط الأطلسي |
Atlantik'in ortasındaki 9 metrelik dalgalar, hızla kuzeydoğuya ilerliyor... | Open Subtitles | في منتصف المحيط الأطلسي الرياح تتحرك بسرعه وباتجاه شمالي شرقي بسرعه 30 قدم - موجه |
Haritada gözüken yer Atlantik'in tam ortasında; tam bu iş için tasarlanmış modelle oraya gideceğim. | Open Subtitles | وبما أن المكان التالي على الخريطة هو على قاع المحيط الأطلسي... النموذج المائي سيعمل على... إيصالي إلى هناك |
Bu insanlar yurtlarından koparıldılar ve Atlantik'in soğuk sularında kaybolup bugüne dek unutuldular. | Open Subtitles | هؤلاء الناس أخذوا عنوّة من وطنهم و إختفوا في مياه المحيط الأطلنطي الباردة منسيون |
Kullanma suyunun, elektriğin olmadığı ve köye ulaşmak için iki saat yürümek veya benim yaptığım gibi bir kamyonette, Atlantik'in dalgalarının dibinde kendinizi riske atmak zorunda olduğunuz bir yer. | TED | لا يوجد مياه جارية، و لا كهرباء هناك، و لتصل إلى القرية، عليك أن تمشي لساعات أو تجرب حظك بركوب عربة نقل كما فعلت أنا تتجنب أمواج المحيط الأطلنطي. |
Atlantik'in ötesindeki bir S.H.I.E.L.D. araştırma tesisi. | Open Subtitles | إنه قسم (شيلد) للأبحاث العلمية عبر المحيط الأطلنطي. |