Müdür Atlee'nin farazi parlak buluşuydu. | Open Subtitles | لقد كانت بنات أفكار افتراضية للرئيس أتلي. |
Bana düşen, efendim başbakanınız sıfatıyla resmi olarak istifamı sunmak ve yeni hükümeti kurması için Bay Atlee'yi davet etmenizi tavsiye etmektir. | Open Subtitles | إنه من واجبي يا سيدي بشكل رسمي أن أعرض استقالتي كوزير لك وأنصحك بضم السيد "أتلي" |
Başbakan Sendika'yı öğrendiğinde Atlee ona saldırdı. | Open Subtitles | عندما وجدت رئيس الوزراء خارج عن نقابة. - أتلي قد هاجموه. |
Atlee hasta. | Open Subtitles | .انظر, أتلي مريض |
Lane, Atlee, senin hükümetin, benim hükümetim, hepsi aynı. | Open Subtitles | (لين)، (أتلي)، حكومتك، حكومتي، إنهم جميعهم نفس الشيء. |
Başbakan'ın hayatının tehlikede olduğuna dair sebebim var Müdür Atlee. | Open Subtitles | أيها الرئيس (أتلي)، لديّ سبب لأظن أن حياة رئيس الوزراء في خطر. |
MI6'ten Müdür Atlee sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | سيّدي، الرئيس (أتلي) من جهاز الإستخبارات البريطاني يود رؤيتك. |
Müdür Atlee'nin farazi parlak buluşuydu. | Open Subtitles | إنها كانت مجرد أفكار أفتراضية للرئيس (أتلي). |
Ajan Faust bu beyleri kandırmış. Nefesini kamu soruşturmasına sakla Atlee. | Open Subtitles | ـ وهؤلاء الأشخاص تم خداعهم من قبل العميلة (فاوست) ـ (أتلي)، وفر هذا للتحقيق العلني |
- Atlee beni vurdu. - Ev et vurdu efendim. | Open Subtitles | ـ (أتلي) أطلق عليّ ـ أجل، لقد فعل ذلك، يا سيّدي |
Müdür Atlee. Davetimizi kabul etmeniz ne güzel. | Open Subtitles | أيها الرئيس (أتلي)، كان لطفاً منك لقبول دعوتنا. |
Başbakan Sendika'yı öğrendiğinde Atlee ona saldırdı. | Open Subtitles | عندما كشف رئيس الوزراء أمر (النقابة)، ـ (أتلي) قد هاجموه ـ أجل، هذا صحيح |
Atlee anlayacağını söylemişti. | Open Subtitles | قال أتلي كنت أفهم. |
MI6'ten Müdür Atlee sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | السير. رئيس أتلي من MI6 يحتاج لرؤيتك. |
Nefesini kamu soruşturmasına sakla Atlee. | Open Subtitles | أتلي. احفظه لتحقيق علني. |
Atlee'ye gitse de gitmese de. | Open Subtitles | سواء ذهبت إلى أتلي أم لا. |
Hadi be. Hepimiz oradaydık Atlee. | Open Subtitles | ـ بالله عليك (أتلي) ، لقد كنا هناك سويا |
Atlee, senin idarecin İngiliz İstihbaratı'ndan. | Open Subtitles | (أتلي)، مدربكِ في المخابرات البريطانية. |
Atlee'de işe yaramamıştı. | Open Subtitles | أنها لا تعمل على (أتلي), |
Atlee anlayacağını söylemişti. | Open Subtitles | قال (أتلي) إنّك ستدرك الأمر. |