Tamam, bu işareti daha önce avcılık kulübünde de gördüm. | Open Subtitles | حسناً، لقد رأيت تلك العلامة من قبل في نادي الصيد |
Yıllarca aşırı avcılık onları uçurumun eşiğine getirdi. | TED | تسببت عقود من الصيد العشوائي في الإنهيار. |
Aileler. Bazı bölgelerde, avcılık sezonunun ilk gününde gerçekten okullar tatildir. | TED | عائلات في بعض الأماكن، في الواقع، يعدُّ أول يوم في موسم الصيد إجازة مدرسية. |
Kamuflaj giymişlerdi ve avcılık malzemeleri vardı. | TED | كانوا يرتدون أزياء تمويه ولديهم أدوات صيد. |
Artan bir ticari avcılık ve balıkçılık. | TED | هناك تزايد للصيد التجاري للسمك والحيوانات. |
Tuzak avcılık ahlakına uymaz ama vardır. | Open Subtitles | لكن الفخاخ لا تتناسب مع صياد كنه لا يزال موجودا. ويتطلب إتقان. |
Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨ doğal hayat yok oluyordu, kaçak avcılık tavan yapıyordu ve durum oldukça ümitsiz görünüyordu. | TED | رأى جوشوا كانغومبي ما كان يحدث: الحياة البرية تختفي، الصيد الجائر كان مريعاً، كانت الأوضاع تبدو ميؤوس منها. |
avcılık, diğer tüm tutkularınızı kamçılıyorsa, öyledir hanımefendi. | Open Subtitles | إنها كذلك, يا سيدتى العزيزة, و كان الصيد سوطاً لجميع العواطف الاُخرى |
avcılık lisansı onun tuhaf, özensiz el yazısı ile doldurulmuş. | Open Subtitles | رخصة الصيد خاصته مكتوبة بخط يدة الغريب المهمل |
Perry'nin tenis kortlarında öldğünü söylediği günden bir gün sora, bu avcılık lisansını almış. | Open Subtitles | لقد استخرج رخصة الصيد هذه فى اليوم التالى الذى اخبرنى تيرى انه سقط ميتا فيه فى ملعب التنس |
Orman hakkında... avcılık, balıkçılık ve arabalar hakkında herşeyin en iyisini o bilirdi. | Open Subtitles | شيء عن الخشب كل شيء عن الصيد كل شيء عن صيد السمك , كل شيء عن السيارات |
"Ruhsatlı bir avcılık kulübü aktif olarak spor avcılığı yapmalı." | Open Subtitles | "المرخصّ له بنادي للصيد يجب عليه الأنخراط في رياضة الصيد" |
Hiçbir şey fark etmedim. avcılık ve izcilik adına ne biliyorsam o her kimse, daha fazlasını biliyor. | Open Subtitles | لقد اصطدت مع ايثن،وامضيت بعض الوقت معه،لم اشعر بشئ ولكن كل ما اعرفه حول الصيد والتتبع |
Kaçak avcılık bizde, mesela Rusya da ya da bazı diğer yerlerde ki kadar büyük bir sorun değil. | Open Subtitles | الصيد غير المشروع ليس بمشكل كبير هنا كما هو الحال مثلا في روسيا وعدد من المناطق الاخرى |
İşte bu gerçek avcılık, bu savaş. | Open Subtitles | هذا حظ. انه الاسلوب النهائي من الصيد انها الحرب |
avcılık bu şehirde önemli yer tutuyor. | Open Subtitles | الصيد جزء كبير من ثقافة هذه المدينة نعم، صيد الحيوانات |
Bu, avcılık geçmişi olduğunu gösterebilir. | Open Subtitles | هذا يدل على أنه ربما لديه خلفية عن الصيد |
avcılık adil değil, aksini savunmak fayda etmez. | Open Subtitles | الصيد ليس عادلاً لذلك ليس هناك داعٍ للتظاهر بغير ذلك |
Evlat, avı bulmak öyle kolay olsa, adına avcılık denmezdi. | Open Subtitles | بني,لو كانت فريستك سهله الأيجاد لن يكون هناك صيد |
avcılık biz Badalandabadların genlerinde var? | Open Subtitles | أن يكون كلب كلب صيد في جينات بادلندأباد. |
Sahip olduğunuz bütün avcılık içgüdülerini kullanın. | Open Subtitles | استخدموا كل غريزة صياد في جسدكم |
Ne kadar zamandır bu avcılık işindesin? | Open Subtitles | اسمع , منذ متى و أنتَ تعرف بشأن هذه .. الأمور المتعلقة بالصيد ؟ |