ويكيبيديا

    "avlanıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تصطاد
        
    • يصطادون
        
    • يصطاد
        
    • للصيد
        
    • تصيد
        
    • بالصيد
        
    • يطارد
        
    • تصطادين
        
    • يقنص
        
    • والصيد
        
    • مِنْ الصيد
        
    • أركانه
        
    • يصيد
        
    Venezuela'nın karanlık ve yarasalarla dolu bu karanlık mağaralarında avlanıyor. Open Subtitles إنها تصطاد في الظلام في كهوف صيد الخفافيش في فنيزويلا
    Onu vuramazsınız. Tekrar avlanıyor. Open Subtitles لا يمكنكم اردائها انها تصطاد مجددا
    Anne kutup ayısı ve dört aylık yavrusu avlanıyor. Open Subtitles دبّة وأشبالها ذو الأربعة أشهر من العمر يصطادون
    Şimdi dünyanın her yerinde avlanıyor, ama hep buraya döner. Open Subtitles ..وهو يصطاد فى جميع انحاء العالم لكنه يعود الى هنا دوما
    Dahası, hep aynı bölgede avlanıyor. Open Subtitles وأكثر من ذلك, انها تظهر للقدوم الى نفس البقعة للصيد
    Bu bir Rus, ağlı balıkçı teknesi Rusya sularında morina için avlanıyor ve Kuzey Atlantik'e giriyor. TED إنها سفينة صيد روسية ربما تصيد سمك القُد في المياه الروسية، ثم تعبر أعالي بحار شمال الأطلسي.
    Birileri sezonun dışında avlanıyor gibi. Open Subtitles يبدوا أن هناك شخص ما قام بالصيد في غير موسمه
    Hayaleti orada avlanıyor. Onunla şahsen tanışırsınız. Open Subtitles يطارد شبحها ذلك المكان أنت سوف تقابلينها شخصيا
    - Bu tekneden balık avlanıyor mu? Open Subtitles -هل يمكن أن تصطاد بهذا القارب ؟
    - O da avlanıyor. Open Subtitles إنها تصطاد إيضا
    Büyük annen avlanıyor mu? Open Subtitles هل تصطاد والدتك؟
    Hayatlarını normal şekilde yaşamaya çalışıyorlar. Hala avlanıyor ve balık tutuyorlar. Open Subtitles يُحاولونعيشحياتهمبصورةطبيعية، وما يزالون يصطادون الحيوانات والسمك.
    Bu adamlar hedeflerin bol olduğu yerlerde avlanıyor. Open Subtitles انهم من كل مكان هؤلاء الرجال يصطادون بأماكن غنية بالأهداف
    Boyd ve Cora ise öldürme hazzı için avlanıyor. Open Subtitles ولكن "بويد" و "كورا" يصطادون من أجل مُتعة القتل
    Herkes perişan, o ise tatilde avlanıyor. Open Subtitles الجميع في الجحيم، و هو في أجازة يصطاد أشياء.
    Şu an burada değilse dışarda avlanıyor olmalı. Open Subtitles ،إنه ليس هنا الآن إذاً فهو في الخارج يصطاد مرة أخرى
    Görünen o ki kütüphanede avlanıyor. Open Subtitles على ما يبدو, إنَّهُ ذاهب للصيد في المكتبة
    Hayır ama o ve Pram aynı kurulda yer alıyor ve Dybbøl'le birlikte avlanıyor. Open Subtitles لا ولكنه هو وبرام لديهم عضوية في نفس المجلس ويذهب للصيد مع دوبل لديهم نفس دبوس ربطة العنق
    Üç haftadır buradayız ve sadece son birkaç günde hava aydınlanmadan önce avlanıyor. Open Subtitles مكثنا 3 أسابيع هنا و في الأيام القليلة الماضية ظلّت تصيد قبل شروق الشمس
    İki buçuk metrelik bir kaya pitonu avlanıyor. Open Subtitles أصَلَة صخرٍ بطول ثمانية أقدام تقوم بالصيد
    Orada gün boyu avlanıyor. Open Subtitles انه يطارد الناس هناك في النهار.
    Beyim avlanıyor. Open Subtitles زوجي يقنص
    Alınma ama avlanıyor gibi yapmakla gerçekten avlanmak arasında fark vardır. Open Subtitles لا أقصد الإهانة، لكن يوجد فرقٌ شاسع بين القراءة عن الصيد والصيد الفعلي
    Kontes, dünyanın her yerini dolaşıp karanlık yerlerde özgürce avlanıyor günün birinde tekrar gün ışığına çıkabilmeyi umut ediyordu. Open Subtitles أمرها أن تهرب لتتصيد في العالم في أركانه المظلمة أملا في أنها ستستطيع يوما ما أن تسير بالشمس
    Birkaç ay sonra tekme tekrar ikmal yapmak için Japonya'ya gidiyor ve kısa bir süre sonra Madagaskar'da avlanıyor. TED بعد عدة شهور من الصيد هناك، يذهب القارب إلى "اليابان" للتزود، وبعدها بقليل، ها هو ذا يصيد حول "مدغشقر".

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد